Türkiye yeniden kodlanıyor. Şimdiden ilk iki plakayı not edin. İlk plaka TR 62 Adana ve Mersin Kalkınma Ajansı. Diğeri ise TR 31 İzmir Kalkınma Ajansı'na ait. Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), üç yıl AB'deki kalkınma ajanslarını ve bölgeleri inceledi. Sonunda bize özgü yepyeni bir model yarattı.
Modelin adı; Kurumsal nitelikli yerel kalkınma ajansları.
Temelini "Yerelleşme Haritası" oluşturuyor. Öyle ya, yerelleşme haritası ne demek? Siyasetçinin güç hastalığından kurtulması anlamına geliyor. Eğer sistem sağlıklı işlerse, iline fabrika, teşvik isteyenler artık siyasetçinin iki dudağı arasına sıkışıp kalmayacak.
Rüşvet ve adam kayırma sona erecek...
Anadolu ayağa kalkacak...
Politikacı güç kaybedecek
Bu bir devrim
Peki, ama bu devrim nasıl yapılacak? Türkiye, yıllardır Ankara'dan açılan süslü teşvik paketleriyle kalkınmaya çalıştı. Vatandaş hep, 'İlimiz, bakan çıkarsın da ne bakanı çıkarırsa çıkarsın diye' ayrıcalık istedi. Bu paketler siyasetçinin elinde tehlikeli bir silaha dönüştü. İster istemez teşvik paketleri ölü doğdu.
Fazla söze gerek yok. Bugün 18 milyon yoksulumuz var.
Yoksulluk, Türk insanını kaderci yaptı...
Sonunda AB işe el attı, kalkınma, "bilgi işi" dedi. Türkiye'ye ev ödevi verdi. Nihayet çetrefilli bir sürecin sonunda çok tartışılan 5449 sayılı kalkınma ajansları Yasası geçen şubatta çıktı.
Yasa açık ve net.
Diyor ki; Artık kalkınmaya yeni bir enstrüman geldi. Türkiye, kültürel, kurumsal, sosyal ve ekonomik kalkınma yöntemlerinden "kurumsal nitelikli" olanı seçti.
Kalkınma ajansları Türkiye'yi 26 bölgeye ayırdı. Kamu, özel ve sivil toplum kuruluşlarını biraraya getirdi.
AB eli bölgelerin cebinde
Oysa bizim ortak iş yapma kültürümüz yok. Öyle ya, iktidarı çok seven bu kadar çok kurum, kalkınma ajanslarında biraraya gelip kaynaklarını nasıl yaratacak?
Zaten işin bam teli burası.
Sonuçta bize yabancı olan bu yapıda sınav verilecek.
İşin kaynak boyutuna odaklanırsak, kalkınma ajansları genel bütçeden binde 5 pay alacak. Zaten 26 bölgeye 600 milyon YTL ayrılmış durumda.
Ayrıca kalkınma ajansları bölgelerdeki belediyelerin, İl Özel İdarelerinin ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) çatısı altındaki Ticaret ve Sanayi Odaları bütçesinden yüzde 1'er oranında pay alacak.
Bölgeler performans kriteriyle ölçülecek ve performanslara göre AB fonları kullanılacak.
AB'nin eli bölgelerin cebinde olacak.
Bölge temsilcileri de AB'de diplomasi öğrenecek.
Bütün bunlar kurulacak olan Yatırım Destekleme Ofisleri aracılığıyla yürütülecek. Koskaca Türkiye'de güç, siyaset ve kalkınma anlayışı değişecek.
Bölgeler kahramanlarını doğuracak.
Önemli değil mi?
***
Not: Yıllık iznimin bir bölümünü kullanacağım.
Görüşmek üzere.