Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİHA OKUR

Bombalar Ortadoğu'yu petrol cepleri vuruyor

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Dolmabahçe Sarayı'ndaki Başbakanlık Çalışma Ofisi'nde 'özel bir toplantı' yapıyor. Yanına, Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı'yı da almış. Çanakçı, küresel dalgalanmanın ekonomiye etkisini anlatıyor. Söz cari açığa, dolayısıyla petrol fiyatlarına geliyor.
Bakan Babacan, "Hazine ile birlikte hazırlık yaptık. Petrol fiyatlarının 80, 100, 150 dolar olma olasılığına göre senaryolar oluşturduk" diyor. Detay vermiyor. Çok değil, aradan 17 gün geçiyor. İsrail, Lübnan'ı vuruyor. Petrol fiyatları 80 dolara yaklaşıyor. Kafalar allak bullak oluyor.

Ek
fatura belli
Türkiye'nin ham petrol ithalatçısı artık kamu değil. Türkiye'nin ham petrol ithalatçısı olan tek rafinerisi Tüpraş; Koç Holding'e ait. Tüpraş'ın 2006 yılı programı belli. Tüpraş, 60 dolardan 23.5 milyon ton ham petrol ithal ediyor. Yılbaşında ham petrol faturası 10 milyar dolar olarak belirlenmiş. Onun üzerine gelen her fiyat, petrol faturasına ek yük olarak biniyor. Şu ana kadarki ek yük tahmini 2 ile 2.5 milyar dolar arasındaydı.
Ancak diyelim ki, petrol fiyatları 80 ve 100 doları buldu; fatura ne olur?
Hesap ortada. Türkiye, yılda 180 milyon varil petrol tüketiyor. Eğer petrol 80 dolar olursa petrol faturası 14 milyar dolar olur, ek yük ise 4 milyar dolar demektir. Petrol 100 dolar olursa petrol faturası 18 milyar dolar, ek fatura ise 8 milyar dolar olur.
Peki, bu yük nasıl bir sonuç doğurur?
Açıkçası, Uluslararası Enerji Ajansı'nın hesaplamasına göre, petroldeki her 10 dolarlık artış, büyümeyi 1 puan engelliyor . Ve petrolde 10 dolarlık artış ekonomiye 2 milyar dolarlık 'ek yük' getiriyor. Bu ek yükün adı ekonomide 'ince ayar' demek.

Ortak politika yok
Kim ne derse desin, bu şartlar altında Türkiye'nin 'ulusal petrol' politikasına ihtiyacı var. Politikayı hükümetin belirlemesi şart. Çünkü petrol piyasasında denetim ve pazar şartları değişti. Kamu, devre dışı kaldı. Sadece KDV ve ÖTV alıyor, en büyük vergi gelirini buradan sağlıyor.
O yüzden politikayı belirleyen hükümetin bir an önce konunun taraflarını bir araya getirmesi gerekiyor. Açıkçası, Tüpraş özelleştirmesi sonrası Tüpraş yönetimi ile hükümet arasında gerçekleştirilmiş bir toplantı yok.
Yanlış olan bu...
Üstelik petrol piyasasında 'Rafinericiler, dağıtım şirketleri ve halka ulaştıran akaryakıt bayileri' olmak üzere üç önemli ayak var.
Pazarda ağırlığın üçte ikisi rafineri olarak Tüpraş'ta, üçte biri ise dağıtım şirketlerinde. Dağıtım şirketleri 3.5 milyon ton LPG, 7 milyon ton motorin, fuel oil vs. ithal ediyor. 3 milyon ton benzin ile 5 milyon ton motorin ise Tüpraş'tan alınıyor.

İran
niye önemli?
Peki, Tüpraş'ın ham petrol alımını yaptığı mozaik ne?
Tüpraş, 7 milyon ton ham petrolü İran'dan, 4.5 milyon ton petrolü Libya'dan, 3.5 milyon ton petrolü ise Suudi Arabistan'dan alıyor . Geriye kalan 8.5 milyon ton petrolü ise Karadeniz piyasasından sağlıyor. Bu durumda İran, Türkiye için çok önemli bir ülke.
Ortadoğu'da patlayan her silah, dünyaya her gün 3.7 milyon varil ham petrol satan İran açısından durumu kritikleştiriyor.
Bu noktada Koç Holding'in Tüpraş'ın alım mozaiğini değiştirme şansı var mı?
Yok, yok...
Ama yanıtı yine de Koç Holding vermeli.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA