Kimlik bunalımına girdik!.. Öyle ya, "Türkiye, sanayi ülkesi mi?" Veya "bol köylüsü kıt çiftçisiyle" tarım ülkesi olmakta ısrar mı ediyor?
Bilemiyoruz...
OECD verilerine göre, "Türk ekonomisi dünyanın en büyük 18'inci ekonomisi." Devlet Planlama Teşkilatı'nın (DPT) hazırladığı 9'uncu Kalkınma Planı'nda ise 2013 yılında dünyanın en büyük 17'inci ekonomisi olacağız.
Ne güzel! Sınıf atlıyoruz. Dünya birinci ligine çıkmak için yarışıyoruz. Ama bilime, araştırmaya kaynak ayırmıyoruz. Teknoloji fukarasıyız. Beyin göçü ihracında dünyada ilk sıralarda yer alıyoruz.
Açıkçası tuhaf bir ülkeyiz. Belge ve bilgiyle konuşmuyoruz.
Üretim planlaması
Cümle âlem biliyor ki, Türk sanayisi 1960'lı yılların başında planlı kalkınma modelleriyle kendine bir yol çizdi. Köyler kentlere taşındı, varoşlar yaratıldı. Ama bir türlü sanayi toplumu sıçraması yapılamadı.
Nedenleri tartışılır...
Fakat, komik olan şu: Türkiye'nin elinde hâlâ bir sanayi envanteri yok.
Diyeceksiniz ki; "Bu sanayi envanteri ne işe yarar?"
Sanayi envanteri demek "üretimin fotoğrafını çekmek" demek. Üretim yapan tesis sayısını bilmek, kurulu güce göre planlama yapmak, insan kaynağını doğru kullanmak demek. Sanayi envanteri, Türkiye'deki işletmelerin kurulu kapasitesini, üretim gücünü, insan kaynağını ve ihtiyaçlarını gösterir.
Üretimin danası değil, anasıdır. Bu fotoğraf olmadan Türk sanayisinin gücünü bilmek mümkün değildir.
Patron kim?
Ancak sanayi envanterinin hazırlanması konusunda tüm kurumlar bize göre köşe kapmaca oynuyor. 2005 yılında AK Parti Hükümeti kendi açısından orta bir yol buldu. İyice kafaları karıştırdı. Sanayi envanterini hazırlayacak bir komisyon kurulmasını istedi.
İşin koordinasyonunu da DPT'ye bıraktı. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Türkiye İş Kurumu (TUİK) ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), komisyonda birlikte çalışmaya başladılar.
Ayrıca Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı'nın bu komisyona veri desteği sağlaması istendi.
Ancak az gidildi, uz gidildi...
Bir arpa boyu yol alınamadı.
Niye?
Çok basit! Çünkü, bu iş DPT'nin işi değil.
Görüşlerinizi bekliyoruz
O halde ne yapmalı?
TUİK verilerine göre, 1100 kayıtlı işletmesi, 235 bin üreten tesisi olan Türkiye sanayicisi, işadamı, meslek örgütleri ve kamu kurumlarıyla birlikte biran önce bu konuya açıklık getirmeli. Tartışmalı...
Sanayiciler;
-Size göre bu işin patronu kim olmalı? Sanayi envanterini ille de bir kamu kuruluşu mu hazırlamalı? Bağımsız bir kurul bu işi yapabilir mi? Ya da bu iş meslek örgütlerine verilebilir mi?
Örneğin, 4 yıldır veri tabanı oluşturmuş TOBB bu işi yapabilir mi?
Görüşlerinizi bildirin.
Tek tek yayınlayalım.