İstanbul Sanayi Odası Meclisi'nde Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'u dinliyoruz; "Türkiye çok büyük bir birikime sahip ama birikiminin tümünü kullanması gerekiyor. Bu bir bakanın ya da kişinin kendi cep telefonu ile olacak iş değil, Türkiye'nin birikimine ihtiyacımız var."
İSO Başkanı Erdal Bahçıvan'ın dikkat çektiği konu, sanayinin, eğitim sisteminin yetiştirdiği insan gücüyle çalışması oldu. Bahçıvan; "insanları vasatlıkla birleştiren Türkiye'deki orta eğitim tuzağından çıkış için ana unsur; nitelikli öğretmen varlığıdır."
Bu, son derece yerinde bir tespit... Eğer öğretmeni dönüştürebilirsek, beraberinde gelecek kuşakları da dönüştürecek enerjiyi üreteceğiz. "Bu açıdan gelecek 15 yılda en zeki gençlerimiz, çok özendirici ve teşvik edici programlarla mutlaka öğretmen yetiştiren fakültelere yönlendirilmeli" diyor Bahçıvan...
"Biz bugün belki ABD ve gelişmiş ülkelerle aynı tarihte yaşıyoruz ama aynı zamanda yaşamıyoruz" diyen Bakan Selçuk, bu durumu fark edip zamanın ruhunu kavrayarak tedbir almanın önceliğinden söz ediyor; "yapmak istediğimiz şey Türkiye Cumhuriyeti'nin maddi ve manevi bekası açısından yeni bir atmosferi, habitatı ortaya çıkarmak."
Peki, eğitim ile sanayi ilişkisi? Bakan'ın örneği, parmakların sadece bir ikisi kavuşabilmiş el örneğinden geliyor; "var ama yetersiz." Benim öteden beri üzerinde durduğum, sözde var olan ama pratikte pek çalışmayan, üniversite- sanayi işbirliği konusudur.
Bu bir türlü kavuşamayan iki sevgiliyi ben "zeytinyağı-su" ilişkisine benzetiyorum. Aynı kavanoza (teknokente) dahi koyup çalkalasanız (teşvik) tek sorunları, kimin zeytinyağı olarak üste çıkacağına dairdir. Bakan Selçuk, İSO ile yoğun işbirliği sayesinde büyük projelere imza atacaklarına inancını belirtiyor.
Tarım toplumu, sanayi toplumu ve bilgi toplumu. Bizim kuşak üçünü birden yaşadı. Önümüzdeki 2040'lara doğru giden sürece baktığımızda bizim kuşağın kendisini taş devrinde hissedeceği yeni bir çağ geliyor. Bu çağı dijital olanın, fiziksel olanın ve biyolojik olanın birlikte aynı vücutta bedenleneceği bir çağ olarak tanımlayabiliriz.
Bu çağda bizi ayakta tutacak olan eğitimde atacağımız nitelik adımları olacaktır. Sanayimizin de geleceği de cep telefonları düzeyinde bilgiyle değil, bu adımlarla sağlanacak eğitim- sanayi ara kesitinde şekillenecek.