Şehir buluşmalarında Gaziantep'te Sabah dedik gazetemiz yazarlarıyla birlikte bu kadim kentin konuğu olduk dün... Hasan Kalyoncu Üniversitesi'nden başlayan ve Gaziantep'in uluslararası rekabetteki konumu açısından dünü ve bugünü ulusal ve yerel düzeyde önümüzdeki dönem kalkınma hedefleri paneliyle devam eden süreçte bir kez daha gördük ki Türkiye'de harika şeyler oluyor.
Olan biteni tek cümleyle özetlersem, kentin tasarımından yerel yönetime dek artık bir Gaziantep Modeli'nden söz edebiliriz.
Zira bir yanıyla endüstrideki atılımlar, diğer yanıyla gastronomiden kültüre dek farklı alanlarda daha mutlu hemşeri anlayışı, burada hayat buluyor. Üstelik içlerinde erittikleri yarım milyon mülteciyle birlikte...
Arkadaşımız Kerem Alkin'in kentler arası rekabette Gaziantep sunumu ardından moderatörlüğünü yaptığı panelde Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, "risk eşittir rızk" diye başlıyor söze ve devamında kentler arası yarışın küresel boyutuna getiriyor sözü: "Biz artık Londra ile Paris ile yarışıyoruz.
Gaziantep'e Kuzey Antep'i ilave ediyor ve ihracatımızdan sosyal belediyeciliğimize dek yeni nesil sosyal belediyecilik modeli ihraç ediyoruz" diyor.
Vali Ali Yerlikaya'nın sözlerinden, El Bab'dan 51 bin, Cerablus'tan 49 bin çocuğu okula başlatmakla kalmayıp bu kentlerin elektriği, suyunu sağlayan, "şifacı eline" dönüştüğümüzü öğreniyoruz. 23 şehirle kardeş Gaziantep'in barışın inşasındaki rolünü anlıyoruz.
Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman, kendisi Hataylı olsa da Gaziantep'in pek çok alanda gösterdiği başarının altını, öykünmeden çiziyor; gastronomi diplomasisinde açık ara lider Gaziantep'in, sadece kendini değil, kentine komşu coğrafyaları da kalkındırdığını söylüyor.
Sabah yazarları olarak bu kentte gördüğümüz hüsnükabul, Gaziantep'in başarılarıyla denk sergilediği tevazu ve konukseverlik bana şu tahlili yaptırıyor: "Gaziantep için iyi olan Türkiye için de iyidir.
Türkiye için iyi olacak her hamle, Gaziantep'i de zıplatacaktır."