Bir sistemi denetlemez, rekabet dışı tutar ve tekel kılarsan ne olur? Çok basit; o sistem kokuşur, değer üretemez ve sorun halini alır. Tıpkı sarı taksiler gibi...
Bundan 30 yıl önce İstanbul'da 6 milyon kişiydik ve 17 bin 500 taksi vardı. Bugün 15 milyonluk kentimizde hâlâ aynı sayıda ruhsatlı taksi var. Ekonominin 3'te 1'inin üretildiği İstanbul'daki dinamizmle bağdaşmayan bir durum...
Biliyoruz ki kıtlık, rant doğurur ve kendi elimizle oluşturduğumuz, değer üretmeyen imtiyazlı sınıflar doğar. Tıpkı, İstanbulluya kent ulaşımını zehir eden taksiciler gibi. İşini iyi yapanları özenle ayrı tuttuğumu belirteyim.
Taksileri ünlü Londra'da 1000 kişiye 3, Paris'te 7, Brüksel'de 4, Atina'da 3 iken İstanbul'da bu sayı; 1,7'dir ve yetersizdir. Kaldı ki sorun sadece nicelik değil, niteliğe dairdir. Bugün taksi plakası 2 milyon liraya koşuyor ancak verilen hizmet ise sıfır kaliteye koşuyor.
Teknolojinin sunduğu çözümler; UBER, BiTaksi gibi uygulamalar ile bu imtiyazlı sınıfın bize uyguladığı işkenceden kurtulmak istedik, daha temiz araçlarla, güleç yüzlü hizmet sunan üstelik yolcuyu dolandırmayan araç sürücüleri dövülür, alternatif çözüm arayan yolculara saldırılır oldu.
Peki, bütün bunlar olup biterken belediye ne yapıyor dersiniz? Korsan gibi davranan taksicileri eğitmek, denetlemek bir yana, onları koruyan "korsan taksi yasası" çıkartıyor, şikâyetlere aldırmıyor.
Korsan yasası, taksi plakasını ve sahiplerini koruyadursun, bizleri korsan şoförlerden kim koruyacak? Korsan şoför mü dedim? Tarif edeyim, bakalım size yabancı gelecek mi?
1- Aracı pis, kendisi kokuyor, suratı asık ve size "eşya muamelesi" yapıyor.
2- Radyoyu kısmayarak aracı ıstıraphaneye çeviriyor. Yetmezmiş gibi telsizindeki durak anonslarını yüksek sesle size dinletiyor. Araç kullanırken cep telefonuyla siz yokmuşsunuz gibi konuşması da cabası.
3- Yağmur yağıyorsa, kral kesiliyor. Duranları da güzergâh pazarlığı yapıyor.
4- Adres bilmiyor, siz tarif etmelisiniz. Daha da vahimi cehaletini dert etmiyor.
5- Hele ki havaalanı ya da yabancısı olduğunuz bir kentte ise sizi "dolandırarak" dolandırıyorlar. Fark ettiğinizde sesiniz çıkamıyor zira bir yerlerinde kafanızı dağıtacak bir sopa veya sizi çizecek bir falçata taşıyorlar. Netice; kokuşmuş taksiciyi değil, yolcuları koruyacak çözüm bekler İstanbul'un taksi sorunu...