Bakan Arslan dün Türkiye Uzay Ajansı kurulacağını açıkladı. Bu, bana göre son yıllarda duyduğum en önemli karar... Sonuçta uydumuzu uzaya kendimiz fırlatabileceğiz. Bunun bir sonraki adımı, uzay endüstrisinin filizlenmesidir.
Uydu projelerinde kullanılmak üzere uydu itki motoru ve itki sisteminin milli imkânlarla geliştirilebilmesi için fizibiliteyi tamamladık. İlk adım olarak, uzay sonda roketi ve fırlatma sisteminin geliştirilmesine yönelik proje çalışması başlattık.
Önümüzdeki yılın yatırım programında artık uzay itki sistemleri yer alacak. Eğer yerli otomobildeki gibi başımıza yığınca bela gelmez ise bu alanda somut adım atmış olacağız. Uzay, gezegenin yeni rekabet ve zenginlik alanıysa, Türkiye'nin burada olmayışı, düşünülemez.
Türksat mühendislerimizin uydu yapabiliyor olması, önemli bir şeydir. Ancak bunları, başkasının roketiyle uzaya göndermek yerine bizzat bizim taşımamız, bambaşka bir şeydir. Bunun için Roketsan'ın geliştireceği teknolojilere ihtiyacımız vardır.
Türkiye Uzay Ajansı'nın görev ve yetkileri içinde, bana göre en önemlisi, bu alanda dışa bağımlılığın azaltılmasıdır. İnsanlı insansız uzay ve hava araçları geliştirmek ancak bu sayede mümkündür. İHA alanındaki başarımız ortadadır ve biz bu işin altından kalkabiliriz.
Yeter ki yol kazası yaşamayalım, içimizdeki hainler ve dışımızdaki düşmanların muhtemel saldırı, sabotaj, kara propagandalarına karşı duralım. Bürokratik oligarşiyi, bu hainlerden ayırt etmiyorum. Onların tahrip gücü asla küçümsenmesin.
Ben, bu alandaki başarı kriterini, GÖKMEN ile tanımlıyorum. Eğer bizler, kendi milli imkânlarımızla hem roketimizi yörüngeye fırlatır hem de GÖKMEN'imizi uzaya çıkartıp sağ salim Türkiye'ye indirebilirsek, bu işi başardık sayacağım.