Sabah'ın sponsorluğunda gerçekleştirilen Gelişen Kentler Zirvesi'nde Erzurum'dayız. Belediye başkanları, kentlerinin taşıdığı fırsatlar ve cazibe merkezleri projesiyle yaşanan gelişmeleri anlatıyor. Gördüğüm, Cumhuriyet tarihimizin bu en iyi düşünülmüş projesinin, hayatta karşılık bulduğu ve işe yaradığı oldu.
Erzurum merkezli Erzincan, Gümüşhane ve Bayburt'tan oluşan havza, yatırım üretim desteği yanı sıra üretim taşıma, çağrı merkezi ve veri merkezi yatırım enerji desteği adımlarıyla daha zengin bir yarına taşınacak.
Burada sorun, yapacak çok şey var ve cazibe merkezlerinin zıplaması için daha fazla kaynak ve yatırımcı çekme zorunluluğudur. Erzurum Belediye Başkanı Mehmet Sekmen projelerini sayarken şunu gördüm: Yerelden milli kalkınma hatta bölgesel oyuncu olma konusunda yüksek performans ve şevk oluşmuş. Geriye, sürdürülebilir destek ve hızlandırıcı ilave adımlar kalıyor.
Erzincan Belediye Başkanı Cemalettin Başsoy, "Hastane istemiyoruz, bizi hasta etmeyin yeter" diyerek gelişen kentlerin huzur ve mutluluk boyutuna dikkat çekiyor. Erkonut'tan Selami Keskin'in üzerinde durduğu, kentsel dönüşümle ivmelenen şehirlerde artık yeni model ihtiyacı olduğuydu.
Yazarımız Kerem Alkin, kentler arası rekabetin yeni dinamiklerini anlatırken akıllı şehirlerden söz etti. Adnan Polat da Erzurum için "geç kalmanın avantajıyla" bu alanda yapılacaklardan söz etti. Gümüşhane Belediye Başkanı Ercan Çimen'in buna bir itirazı oldu ve "Her yeri kamerayla donatmak akıl işi değil, hemşerilerimize akıllı kent yanı sıra huzur da sunmalıyız" dedi.
Erzurum'a Londra'dan geçmiştim. Orada her Londralıya 1.5 kamera düşüyor ve bir insan sabah işe gidip evine dönene dek ortalama 300 kameraya kaydediliyor. Güvenlik adına mahremiyetin bu denli ihlali, akıllı kentlerin sunacağı sorunlara örnek teşkil ediyor.
Bana göre Endüstri 4.0 modasıyla yükselen akıllı kent söylemlerini, daha mutlu ve vicdanlı kentler haline dönüştürmeliyiz. Akıl şeytanda da var. Oysa melekler akıl yanı sıra vicdan da barındırır.