Rus uçağının Türk hava sahasını 8 saniye ihlaliyle başlayan krizin normalleşmesi 8 yıl almasın demiş, ikili temasların yoğunlaşması halinde ilişki restorasyonu hızlanabilir yorumunu yapmıştık. 10 Mart'taki Moskova ziyaretinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, uçak sohbetinde bu sürecin kısalması için iki ülke arasındaki temasların yoğunlaşacağını söylemişti.
Nitekim dün Soçi'deki Erdoğan-Putin zirvesinde, başta ekonomik ilişkiler olmak üzere pek çok alanda "normalleşmenin" hızlandırıldığını gördük. Ortak basın toplantısında Putin "domates dışında her şeyde..." diyerek gıda ticaretindeki süreci anlatırken, ekonomik gerekçelere vurgu yapıyordu.
Aslında Rusya "varil bombası" diyeceğimiz petroldeki şok düşüş sürecinden bu yana ekonomisindeki normalleşmesini tamamlamış değil. 2013'te varili 140 $'dan yapılan bütçe çöpe atılmış, varili 29 $'a kadar gerileyen yeni şartlarda daha mütevazı bütçe oluşturmak zorunda kalmışlardı.
Bugün petrolün varili 45-60 $ aralığında seyrediyor ve halen Rusya'nın ihraç fiyatı 52$ üzerinden yapılan hesaplar, kamu maliyesini zorlamayı sürdürüyor. Hal böyle olunca Türkiye ile normalleşme sürecinde, bütçe açığı baskısı üzerinden gelen ilave zorlanmalar söz konusu.
Ben Soçi'deki Erdoğan-Putin zirvesiyle, iki ülkenin uzun soluklu işbirliğinin, FETÖ sabotajlarına rağmen, eski normal rayına oturacağına inanıyorum. Rusya, herhangi bir komşu değil. 2020'de ticaret hacmini 100 milyar $'a taşıma vizyonumuz var ve Rus uçağı ve Büyükelçi suikastı kriziyle doğan aksaklıklar ne kadar çabuk giderilebilirse bu hedef, daha gerçekçi hale gelecek.
2012'de 34 milyar $'a kadar tırmanan ticaret hacmi bugün 23 milyara gerilemiş durumda ancak son aylarda başarıyla yürütülen ilişki restorasyonu neticesinde gözle görülür gelişmeler söz konusu...
5 milyon Rus turist, 15 milyar $ civarında dış müteahhitlik hizmetleri, gıda, tekstil, otomotiv sektörlerinde karşılıklı bağımlılık, ticarette milli paraların kullanımı ve bölge barışında stratejik işbirlikleri...
Ekonomik gücün Atlantik etrafındaki ülkeler coğrafyasından Pasifik havzasına doğru kaydığı dünyada Türkiye'nin artan jeopolitik önemi, Rusya için de hayati derecede belirleyici...
Neticede Rusya, sadece petrol aldığımız ve turistini ağırladığımız bir ülke değil, nükleer enerjiyi, ortak parayı, demir ipek yolu ve enerji hatlarını da kapsayacak derinlikte komşumuzdur.