Başkanlık sisteminin en önemli esprisini "sürekli tek başına iktidar" olarak niteleyen Başbakan Binali Yıldırım, "Yapı öyle kurulmalı.
Böyle olunca, şu anda tek başına iktidar yok mu diye sorabilirsin. Var şu anda. Bir şikâyetimiz yok ama ömür boyu böyle olacak diye bir şey yok.
Türkiye, sürekli tek başına iktidar üretmezse sorunlarını çözemez" dedi.
Yıldırım, Türkiye'nin çok kritik bir bölgede durduğunu, birliğini ve beraberliğini muhafaza etmesi için güçlü siyasi iradeye ve güçlü siyasi iktidara ihtiyacının bulunduğunu aktararak, "Bugün bunu AK Parti sağlıyor.
Daha önümüzdeki 10 sene de evelallah sağlar ama devletler için 10 sene bir şey değil ki... Çok büyük bir zaman çerçevesinde olayı düşünmek lazım. Türkiye'de mutlaka istikrar üreten, güçlü siyasi irade getiren bir iktidar olması lazım. Bu da başkanlık sistemi" ifadelerini kullandı.
Başkanlık sistemi yapısal reform olarak düşünülebilir mi? sorusuna ilişkin Yıldırım'ın sözleri şöyle ise şöye "Gayet tabii... En büyük yapısal reform… İstikrarı ilelebet kalıcı hale getirir. Şimdi başkanlığa karşı çıkmanın mantığı ne? Özgüven eksikliği. Biz kazanamayız, AK Parti kazanır. Sen de çalış kardeşim. AK Parti beceremezse sen kazan. Öyle mi? Yani bugüne göre hesap yapmanın bir mantığı yok.
Bakıyorsun Amerika'da bir Cumhuriyetçiler kazanıyor, sonra kaybediyor 2-3 dönem başkası kazanıyor, sonra beriki kazanıyor. Böyle gidiyor ama her seferinde ülke kazanıyor.
İtalya yıllarca debelendi, debelendi, debelendi sonra daha basit bir çözüm buldu; % 40'ı bulan iktidar dedi.
Milletin ne verdiğine bakmıyor. Çıtayı koydu yüzde 40'a, % 40 aldın mı kardeşim çıkarsın. O da bir yöntem.
Ekonomiye tabiatıyla güçlü iktidar, güçlü siyasi irade olunca karar alma süreçleri kısalacak, dolayısıyla ekonomik konular da beklemeye gelmez.
Ekonomide zaman kaybı para kaybıyla aynı şeydir. Geç aldığın her karar bir maliyet getiriyor. Bu maliyet bazen o kadar büyür ki sonradan aldığımız para o zararı karşılamayabilir." Başkanlık sistemine ilişkin tasarının Meclis'e gelmesi halinde dolarda görülebilecek spekülatif hareketlere ilişkin bir soru üzerine Yıldırım, "Her şeyi getirip dolara bağlamanın bir anlamı yok. Dolar yükseldi, alçaldı… Piyasa şartları neyi gerektiriyorsa o olacak. Yani çıkıyor, iniyor. Spekülatif algılar oluşturuluyor.
Bakınız biz 15 Temmuz'u yaşadık. Ekonomik parametrelerdeki değişim herhangi bir olay nedeniyle mesela Brexit'teki olay gibi oldu.
Sterlin orada yüzde 20 değer kaybetmişti, orada başka bir sistem mi konuşuluyor? Avro keza kaybetti. Yani başkanlık açıklaması küresel anlamda bir spekülasyona meydan vermez, aksine daha da olumlu algı oluşturur. Çünkü başkanlık istikrar demek. Ha kafanızda başkanlıktan başka bir şey anlıyorsanız o ayrı. Ona yapacak bir şey yok. O algıyı düzeltmek de bizim görevimiz" cevabını verdi.
HEDEFLER MÜTEVAZI ÜZERİNE ÇIKARIZ
Başbakan Yıldırım, büyüme hedefinin 2017 yılında yüzde 4.4, 2018 ve 2019 yıllarında ise yüzde 5 olduğunu hatırlatarak, "Eğer küresel ezber bozan bir gelişme olmazsa, bunları mütevazı görüyorum. Hedefimiz bunların da üzerine çıkmak. Bunu nasıl sağlayacağız?
Bunu sağlamanın birkaç yolu var" şeklinde konuştu. Finansal erişimi kolaylaştıracaklarını ve tedbirler alacaklarını vurgulayan Yıldırım, şunları kaydetti: "Türkiye'de olumsuzluklar, dış kaynak başta olmak üzere pompalanıyor.
Maalesef acı olan şu ki, o kaynaklara bilgi üretimi de Türkiye'den. Bunu önemseyin arkadaşlar, Türkiye'den besleme yapıyorlar."
40 MİLYAR $ NEDİR YA?
Yıldırım, Türkiye ekonomisinin yapılan yatırımlarla sağlam temeller üzerine oturduğunu anlatarak, yıl sonu cari açığın 40 milyar dolar gelmesi halinde problem görülmeyeceğini söyledi. Yıldırım şöyle devam etti: "Üçüncü havalimanından alacağımız kira 26.5 milyar avro, onu dolara çevir aynı para ediyor. 40 milyar dolar nedir ya? Biraz ufkumuzu büyütelim. 26.5 milyar avro, 25 yıl da para alacağız. Adamlar havalimanını yapacak, işletecek, bize de para verecek. 25 sene sonra da bonus. Dünyanın en büyük havalimanını tekrar bize verecekler."
27 MİLYARLIK VERGİ ALACAĞINI YAPILANDIRDIK
Görüşme de bulunan Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, kredi kartı yapılandırmasıyla ilgili görüştüklerine işaret ederek, "Orada bir mali alan açıldı ve talebi kamçılayacak rakamlar ortaya çıkmaya başladı. Kısa süre içerisinde rakamlar ortaya çıkacak fakat hem yapılandırma hem de taksit sayılarındaki artış konusunda ilk datalar, orada talebi canlandırması noktasında işaretlerinin ortaya çıkmaya başladığını gösteriyor." diye konuştu.
Maliye Bakanı Naci Ağbal ise Başbakan Yıldırım'ın talimatıyla Yeniden Yapılandırma Kanunu'nda peşin ödeme indirimi diye bir mekanizma getirdiklerini dile getirerek, bu mekanizmanın yapılandırmadan yararlanma oranını oldukça yukarı çekeceğini kaydetti.
Ağbal, cuma günü itibarıyla 3.7 milyon kişinin yapılandırma için müracaat ettiğini belirterek, "27 milyar liralık vergi alacağını yapılandırdık. 31 Ekim'e kadar müracaatlar devam ediyor. Büyük bir kampanya yürütüyoruz. Vatandaşımıza da tanıtıyoruz. Televizyonları, billboard'ları kullanıyoruz, birebir mektuplar gönderiyoruz. İnşallah büyük bir başvuru bekliyoruz" değerlendirmesinde bulundu.