Her musibet bin nasihate bedeldir.
Darbeci haydutların ülkeye verdiği zararın bilançosu her yeni bilgi ile derinleşirken bu talihsiz kalkışmanın bizlere getirdiği kazanımları da fark etmeye, konuşmaya başladık.
En değerli kazanımımız, demokrasiye sahip çıkınca, darbeci haydutlarımızı tepeleyebileceğimiz gerçeği oldu. Görüşlerimiz farklı olsa da darbeye karşı kenetlenebildiğimizi, halkın gücünün tankın gücünden daha fazla olduğunu idrak ettik.
Ekonomik kazanımlarımız da oldu. Vatandaşın sadece asker üniforması giymiş FETÖ çetesinin saldırısına değil, piyasaya yönelik darbeyi de önleyebileceğine şahit olduk.
8 milyar $ bozdurarak Türk Lirası'nı da koruduk.
Bu musibetin kazanımlarından biri de zaten ihtiyacımız olan işbirliği-işbölümü alanındaki zaafımıza daha etkin çare bulma zaruretidir. Bugün darbecilere karşı milletimizin ve seçilmiş hükümetimizin yanında durduğunu anlatan ilanlar, dış basına da verilir oldu.
Bu haydutların ülkemize verdiği imaj hasarını gidermek ve kötü algıyı silmek için hükümet ve iş dünyası kurumlarının koordinasyonu, hayati derecede önemlidir.
13 sivil toplum örgütü başkanı ile yapılan toplantıda dünyayı dolaşma kararı aldık.
Kararın ayırt edici tarafı, işbölümü sayesinde tekrarları önlemek, doğru mesajı tek sayfadan ve olabildiğince etkin dağıtmak, ikili temaslarla darbecilerin algı hasarını silme gezileri düzenlemek...
Yıllardır bu ülkeye "iyiler ittifakı şart" deyip duruyorduk.
Gördük ki vatanını ve demokrasiyi seven iyilerimiz, bu ittifakı sağlayınca, başarılmayacak şey yoktur. Zaten ülkeyi uçurumun eşiğine taşıyan hainlerden öğrendiğimiz, biz yapamayınca "şer ittifakının" kurulabildiğidir.
Normalleşme sürecinde darbe girişimiyle keşfettiğimiz işbirliği- işbölümü ve kenetlenme becerilerimizi sürdürmemiz şart. Bir yandan siyaset, orduyu ve kurumları haydutlardan temizlerken meydanlarda demokrasi nöbeti tutabiliyorsak, işbirliği kabiliyetimiz devreye girmiş demektir.