Darbe girişimi öncesi Milli Savunma Bakanı Fikri Işık ile Savunma Sanayi İhracatçılar Birliği yıllık değerlendirme toplantısı ardından sektör ve ordumuz üzerine sohbetimizde yeni bir strateji ihtiyacından söz ediyordu.
Şu anda içindeki darbeci unsurlardan arınma sürecindeki ordumuzu daha güçlü hale getirmede kritik faktör gelecekteki savaş ve savunma konseptini isabetli belirlemektir.
Yalnızca kendi savunma ihtiyaçlarımız için değil, dünyadaki eğilimlerin de izlenmesi gerekiyor.
Bakan Işık siber savunma da dâhil bütüncül bakış açısına duyulan ihtiyaca işaret ediyor.
Bu amaçla kümelenme yaklaşımı sayesinde savunma sanayisinde sıçrama şansı yakalamış bulunuyoruz. A kümesi üretim, B kümesi Ar-Ge ve C kümesi de tasarıma, mühendisliğe odaklanmak zorunda.
Ar-Ge'yi TÜBİTAK yapsa da tasarımı yalnızca vakıf şirketleri değil, özel sektörün süreçlerine dâhil etmeli, "vida sıkmaktan vidaya, onu da kaliteli vida yapmaya taşımalıyız." Etrafımızdaki dünya bizden hızlı koşuyorsa, başımız belada demektir. Savunma alanında yeni bütüncül strateji kadar hız çok önemli.
Nitelikli insan, "olmazsa olmaz" faktör ve bunu sağlamak zorundayız. Kurumsal taassuptan vazgeçip, zaman kaybını önler ve kaynak israfını giderirsek ABD ile yarışır hale gelmek pekâlâ mümkün.
Bugün eğer denizaltı üreticisinin elinden dahi kendi silahının modernizasyonu işini alabiliyorsak, yetişmiş insan gücü ve işine odaklanmış savunma KOBİ'lerimizin bu başarıda payı büyük.
Fikri Işık'ın Bilim Bakanlığı'ndan edindiği tecrübenin, savunma sanayisinde bizleri farklı liglere taşıyacağına inanıyorum. Yeter ki ordumuzun içindeki FETÖ haydutlarını temizleyip, TSK'mızı güçlendirme hamlelerini hızlandıralım.