Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNERİ-YORUM ŞEREF OĞUZ

Şeytan olma!

Malulen emekliliği kolay kılmak için devletin getirdiği imkânları istismar edersen ne olur? Çok basit, şeytan olursun ve bedelini ödersin... Örnek mi? Kayıp Yıllar 1990'ları hatırlayın; devlet malı deniz, yemeyen domuz diyenler, ortağını dolandıranlar, vergi kaçıranlar, sahibi olduğu bankanın içini boşaltanlar, kendi şirketini soyanlar ve neticesinde, 2001 krizi...
Kazandıran tutum, şeytan olmamayı gerektiriyor. Zira etik dışı tutum, kısa süreliğine kazandırıyor olsa da er veya geç, şeytanlığın faturasını birine ödettiriyor. Genelde bu, bizzat şeytanlık yapan oluyor.
Halka açılma sürecinde Sergey ve Larry, başında oldukları Google için, bütün Internet kullanıcılarını kapsayan sosyal paydaşlarına yönelik bir strateji geliştirmişlerdi; "şeytanlık yapma!" Anlatmak istedikleri, "ne vaat ettiysen onu ver" idi ve "arama sonuçları arasına istenmeyen siteleri sıkıştırarak para kazanmayı deneme" güvenini oluşturmaktı.
Bundan 20 yıl öncesinde Microsoft benzer bir yaklaşımla "anlaşma yaparken adil ol" ilkesi peşinden gidiyordu. Daha pek çok dünya devi şirket, müşterisini dolandırmanın ayıp, ortağına kazık atmanın "geri zekâlıca" olduğu prensibiyle hareket ediyor.
Sağlık gibi hayati konuda devletin iyi niyetini istismar edip para karşılığı malulen emekli olanlar... Bu şeytan üçgeninin köşelerinde kimler var? 1- Hak etmediği halde malulen emeklilik kovalayan, 2- buna aracılık eden sosyal güvenlik danışmanı ve 3- vücuda glikoz yükleyip diyabet senaryoları düşünebilen doktor.
Şeytan kaybetmeye mahkûm oyunun kurucusudur ve kaybetmek, tanımında vardır. Sahte raporlarla SGK'yı dolandıranlara, geçmişte de tanık olduk. Ben şimdiye dek bedelini ödemeyeni duymadım. Nitekim şimdi de ödeyecekler.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA