Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) 2015 yılı en başarılı ihracatçılar toplantısındayız. Başkan Mehmet Büyükekşi, 2 yıl önce 61 bin olan ihracatçı sayısının 2015'te 63 bine çıktığı bilgisini paylaşıyor. 2023'teki hedef sayı olan 100 bin ihracatçıya ulaşma yolunda umut verici bir sonuç bu...
Beni umutlandıran bir diğer gelişme ihracatın Anadolu'ya yayılması... 1000 firma içinde 439'u İstanbul merkezli ama 9 yıldır bu sayı geriliyor ve yerini, 77 firma ile İzmir, 66 firma ile Kocaeli, 62 firma ile Gaziantep, 59 firma ile Bursa dolduruyor.
İhracatın içinde farklı illerin ağırlığının artması, sağlıklı bir gelişme. Sektörel ve bölgesel bazdaki bu zenginlik, ihracatın gelecek risklerini azaltıyor ve Anadolu'daki KOBİ'lerin de giderek küreselleşmeye başladığını gösteriyor zira...
Ben ihracatçının sayısından ziyade ihracatçı başına performans, cirodan ziyade kilogram fiyatındaki artış ve nicelikten ziyade nitelikle ilgilenen biri olarak ilk 1000 ihracatçıya dair 2015 sonuçları içinde bir iyi bir de kötü haber okudum.
İyi haber; ikinci 500'ün (orta ölçekli ihracatçıların) ar-ge'ye daha fazla kaynak ayırma eğiliminde olmalarıdır. Kötü haber ise ilk 500 firmanın gelecek yıl ar-ge'ye bu yıldan daha az kaynak harcayacaklarıdır.
Küçük ihracatçı bile ar-ge'nin öneminin farkında ve onsuz işlerin yürümeyeceğini biliyor. Ancak sürdürülebilir ar-ge, çok daha kritiktir ve başarı, yılların gerisinden geliyor.
İşler iyi gittiğinde değil aksine ihracat daraldığında ar-ge'nin artırılması şarttır. Yalnızca ar-ge değil, uluslararası tanıtım da önemli. Nitekim ilk 500'de yer alan firmalar cironun %2.36'sını tanıtım ve pazarlama için harcarken ikinci 500'de bu oran %2.49'a çıkmış.
Söyleyeceğim şudur; ar-ge olsun, uluslararası tanıtım ve pazarlama olsun, marka tescili ve fuar katılım verileri olsun, ihracatçımız gayretini artırmış... Küresel durgunluk, jeopolitik riskler, savaş ve komşulardaki belirsizlik yüzünden gerileyen ihracatın yeniden ivmelenmesi için bu gayrete öylesine muhtacız ki...