Sermaye birikimini başaramayıp servet birikiminde dünya ligine giren Türkiye'de bu süper zenginden süper vergi kavramı acaba bizdeki eşitsizliğe çare olabilir mi? Kürede olup bitenlere kısaca bakalım:
Ünlü caz sanatçısı Ray Charles, ABD'deki ırkçılığı protesto eden şu meşhur esprisiyle bilinir: "İyi ki yalnızca körüm, ya bir de zenci olsaydım." Bu zenci sanatçının vasiyeti de, sanatı kadar yüce ilham barındırır.
Sizce dev mirasını kime bırakmış olabilir? Bu soruya herkes "tabii ki körlere..." cevabını verir ama Ray, sürpriz doludur: "Benim görmeye dair hiçbir zenginliğim yok. Servetimi sesimden yaptım ve varlığımın kaynağı kulağım... Bu yüzden servetimi sağırlara bırakıyorum."
Vergi, servetten, gelirden, hasattan alınıyorsa, daha fazla vergi geliri için daha fazlası olana gidilmesi akla yakın gelebilir. Bu da zenginlerin toplumun finansmanına katılımında daha fazla fedakârlık etmesi anlamını taşıyor.
Dünyanın en zenginlerinden Warren Buffet'in küresel kriz başladığında sarf ettiği "ABD Kongresi süper zenginleri kollamaktan vazgeçsin" sözleri, fedakârlığın toplumun her kesimine eşit paylaştırılması yönünde bir "çağrı" niteliğindeydi. Kendisinin ödediği verginin, şirket çalışanından daha düşük, adeta "komik" kaldığını itirafla Buffet "zenginlerden daha fazla vergi alınsın" çağrısını yapıyordu.
Yakın geleceğe dair ABD'de denenecek yeni vergiden söz edeyim. Şişmanlık vergisi... Her hafta ortalama insan ağırlığı 1 gram artan ABD'de bu vergi sayesinde obeziteye uzanan beslenme alışkanlıkları budanacak. Alkol yasağını da içeren bu planın 2020'lerde başlayacağı biliniyor.
Yazımın başındaki soruya dönersek: 1 trilyonluk mevduatın yarısını elinden tutan 80 bin yerli süper zengin için süper vergi getirmek, eşitsizliği gidermede acaba işe yarar mı? Bence tartışılmaya değer. Hele ki kapitalistlerin de kendilerini eleştirmeye başladığı günümüzde...