Satınalma gücü paritesine göre dünyanın 1 numaralı ekonomisi haline gelen Çin, 13 milyar $ harcayıp başkent Pekin'e dünyanın en büyük havaalanını inşa ediyor. İnşaat yarın başlıyor ve 2019'da hizmete girecek. Niçin?
Çok basit bir sebebi var: Küresel rekabetin en tepe noktasında kendine sağlam ve kalıcı yer edinmek...
Bizde 3'üncü havaalanı tartışmalarını hatırlayın. Vizyonu yaşadığı mahallenin ötesini göremeyenlerin algı evreninde olmayan, havayolunun ülke için hayati önemidir.
2000 yılında Time dergisi 2'nci bin yılın (999 ile 1999 arası) en önemli insanı olarak Cengiz Han'ı seçmişti. Gerekçe ilginçtir; ticaret yollarının güvenliğini sağlamak ve küresel ekonominin anahtar ülkesi olmak...
Cengiz Han'ın yaptığı şuydu: Bakire bir hanım, elindeki kristal vazoda taşıdığı altınları, Milano'dan Pekin'e dek kırmadan kırılmadan taşıyabiliyordu. Londra'dan Şanghay'a İpek Yolu, Milano'dan Delhi'ye Baharat Yolu ve Baltık'tan Roma'ya Amber Yolu'nda kuralı koyan ülke, zenginliğin de lideri oluyordu.
Pusulanın keşfiyle uluslararası ticaretin otobanları okyanusa kayınca bu yolun hâkimi İngiltere'yi dünya siyaseti ve ekonomisinin lideri yapıyordu. Bugün ABD, internetin temsil ettiği dünyada sanal ticaret yollarının hâkimi ve hâlâ kural koyucu...
Bitler ve baytlar internetten gidedursun atomların nakledilmek için hâlâ yollara ihtiyacı var ve kara, deniz, demir yolları yanı sıra yükselen trend havayollarıdır.
Pasifik'e kayan ekonomik ağırlık, Türkiye'yi, özellikle İstanbul'u bu yüzden dünyanın tam ortasına getirdi.
Bugün dünyanın en fazla yerine THY'nin uçması sadece şirket vizyonu ve finansallarının gücü değil aynı zamanda Türkiye'nin artan eko-jeo politik gücünün işaretidir.
Pekin 13 milyar $'ı boşuna havaalanına yatırmıyor kısaca... Tıpkı bizim 3'üncü havalimanını operasyonlara rağmen inşa etme irademiz gibi, çağı yakalamanın kuralı ancak böylesi küresel havaalanı inşasıyla konulabiliyor.