Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNERİ-YORUM ŞEREF OĞUZ

Diploma yerine beceri

Yirmi birinci yüzyılda Kapital kitabında Thomas Piketty, tırmanan küresel eşitsizliğin emek gelirleri arasında devleşen uçurumuna dikkat çekiyor ve diyor ki "üst düzey ücretler yükseliyor, sermaye daima emekten daha eşitsiz dağılıyor."
Bugün ABD'de CEO ile işe yeni girmiş ofisboy arasındaki ücret farklılığı 170 kat olabiliyor. Almanya'da bu oran 30'u aşınca toplum bilimciler "tehlike" sinyalleri verir hale geldiler. Türkiye'de durum bu kadar vahim değil henüz. Ancak bizdeki sorun sadece ücret boyutuna indirgenmeyecek kadar derin.
Çalışanlar arasındaki nitelik uçurumlarından söz ediyorum. Özel sektörün giderek KİT'leştiği yapıda KİT'ler dahi performans sisteminde yol alırken pek çok işletmede bugün nitelikli eleman, en kritik sorun haline gelmiş durumda.
Sanılıyor ki yüksek ücret ödeyerek başka bir kurumdan transfer edilen nitelikli elemanlarla bu iş çözülebilecek. Hayır, çözülemez zira bir adım sonrasında aynı atılımı, nitelikli elemanı elinden alınmış şirket atacak.
Bu yüzden şu yok olası YÖK'ü bir an önce adam etmek gerekiyor. Diploma fabrikası haline getirilen üniversiteler beceri kazandırmayı beceremiyor ve bu haliyle "diplomalı işsiz" üretiyor. Oran mı? Şu anda %9 civarında genel işsizlik var ama gençlerdeki oran %20'ye dayandı.
İşletmelerin insan kaynakları birimleri de tıpkı YÖK'ün diploma fabrikası gibi, işletmeyi vasatlıktan kurtaracak beceri yerine diploma odağında çalışıyorlar. Hiçbirinin kabiliyet envanteri yok ve diploma örtüsü gözlerini kör etmiş.
Eski Kapital'de Marks, emeği öncelemişti. Yeni Kapital'de Piketty ise nitelikli emek ısrarında. O halde soruyoruz: Eğer nitelik üretemiyorsak, diploma fabrikası okullara yıllarımızı verip sırtımızda neden taşıyoruz ki?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA