İstikrarsızlığın kalıcı hale geldiği ortamda İsrail'in Gazze'deki kara operasyonu ve Filistinlileri katlederek sergilediği insanlık dramı, dünya barışını tehdit edecek boyutlara tırmanıyor.
Malezya uçağının düşürülmesi, başka bir gerginlik kaynağı... Tehdit altında olan sadece Malezya havayolunun finansalları değil, hava taşımacılık sektörünün bizzat kendisi...
Rusya ile Batı arasındaki ambargo savaşı, enerji krizinin kıyılarında dolaşıyor. Rusya'nın petrolüne gazına bağımlı Almanya'nın, bir yandan restleştiği bu ülke ile aynı zamanda ticaret yapıyor olması, gerilimin küresel ekonomiyi tıkayacak boyuta ulaşma riski taşıyor.
Küresel ekosistem, savaş bulutları toplar hale gelmeye başladı. Dünya bir kez gerilim iklimine girmeye dursun; yavaş seyreden çatışmalar şiddetlenir, düşük yoğunluklu savaşların adı konulmaya başlar, hasıraltı edilmiş kavgalar, kendilerini gündemin ilk sırasına taşır.
Biliyoruz ki ortalama her 10 yılda krize giren dünya ekonomisinde, henüz 6 yıl geçmemiş iken İsrail'in tetiklediği "olağanüstü gerilim" söz konusudur. Bölgemizde zaten var olan sorunların, pek çok alana sıçraması için doğal meyil vardır ve bu süreç zorlu geçeceğe benziyor.
Almanya'nın "İsrail'den yanayız" açıklaması, küresel gerginliğin giderek konsolide olacağına dair işaret sayılabilir. İzleyen günlerde Rusya'dan İran'a ve AB'nin diğer ülkeleri ve hatta ABD'ye dek "safları ayrıştırma" süreci, küresel ekonominin uzun süre "istikrarsızlıkta yol almak" zorunda kalacağını haykırıyor.
Bu sürecin ülkemiz için taşıdığı riskler apaçık ortadadır ve 3 tarafı denizler, 4 tarafı da sorunlarla çevrili bu coğrafyada istikrarı yeniden tesis etmek, güçlü liderlik gerektirecektir.