Geçen hafta piyasanın açtığı sandıktan istikrar çıkmıştı bile... Bu defa Yüksek Seçim Kurulu'nun verileri ile TÜİK'in büyüme rakamları örtüştü. Sonuçta, kazanan büyüme ve Yeni Türkiye oldu.
2011'in %8.8'lik rekor büyümesi ardından gelişmekte olan ülkelerin "yıldızı" Türkiye'de birileri tuhaf sesler çıkarmaya başladı. Küresel kriz varken Türkiye'nin "pozitif ayrışması" bir şaka olmalıydı. Eee; o halde "frene basalım ki kriz bize uğramasın" tezini savunan koro oluştu.
Bu koronun hükümet içinde de taraftar ve sözcü bulması, bana çok ilginç gelmişti. Tezleri şuydu: "Biraz hız keselim, misal beşinci vitesten dördüncü vitese inelim." Bu algı operasyonu, 2012'nin %2.1'lik büyümesini getirdi. Yavaşlamak bir yana neredeyse duracaktık.
Gaz-fren tartışmalarıyla ülkeyi bir yere kadar yavaşlatabildiler. Ardından 2013'ün parlak başlangıcı geldi. Konut ve tüketim sektöründe başlayan dinamizm büyüme rakamını tırmandırırken, Gezi Parkı gerginliği ve 17 Aralık operasyonları yaşandı.
Hükümeti "ekonomi üzerinden" vurmak ve piyasayı tedirgin edip AK Parti'yi sandığa gömmek... Oyun buydu ama halkın oyu bu olmadı. Sandıktan çıkan, istikrar, büyüme, Yeni Türkiye oldu. 14 milyon borçlu, 4-6 yıl vadeli bu borçları ödeyebilecek ekonomik düzlemdeydi ve "ne yapacağı, başarıp başaramayacağı bilinmeyen" birilerini seçip, işleri batırmasını istemedi.
Peki, kim kaybetti dersiniz? Bana göre eski zihin yapısı ve Cemaat bu seçimin tartışmasız mağlubudur. Paralel yapının gücü test edilmiş ve bir balon olduğu anlaşılmıştır. Seçim ittifaklarının çalışmadığı görülmüştür. Cemaatin neden parti kurmadığı ve kuramayacağı da anlaşılmıştır. Verdikleri destek, CHP'yi de MHP'yi de hezimetten kurtaramamıştır.
Kaybedenler arasında, tepeden bakanlar, jakobenler, demokrasiyi sandığın dışına taşımak isteyenler, halka hakaret edenler, seçmeni makarnaya indirgeyenler ve parasıyla semirdiği tüketiciye saygısı olmayan, halkın tercihini "seçimi Aziz Nesin kazandı" diye aşağılayanlar vardı.
Ekonomiye giydirilmeye çalışılan deli gömleğinin düğmeleri teker teker atmıştır. Önümüzdeki günlerde, Merkez'den faiz indirimi, bankalardan benzer adımı, yatırımcıların artan iştahını, istihdamda genişlemeyi, kısaca; orta ve yüksek büyüme ligine terfi etmiş Türkiye'yi bekliyorum.
