Guardian; Türkiye artık dikkatli yaklaşılan ülke. Moody's; Dış yatırımcı aniden durursa not üzerinde baskılar artar. Economist; Türk ekonomisinin maskesi düştü. Bank of America Merrill Lynch; Türkiye'nin marka değeri Starbucks'a yetişemedi. Sadece dün konuşulanlardan bazıları...
Bunlar uzar gider, küresel ekonominin ıstakoz tenceresinde "pozitif ayrışan" Türkiye'yi paçasından aşağı çekenler... Bunları, kabul etmemekle birlikte anlarım. Anlamadığım, yerli ıstakozların da ülkeyi itibarsızlık çukuruna çekmeleridir.
17 Aralık operasyonu ardından ekonomi suikasta maruz kalırken sessiz kalanlar, yerli ıstakozların başını çekiyor. Paralel yapılar deşifre oldukça, susarak tavır almayanların başında TOBB ve uzantısı örgütler geliyor.
Örgüt diyorum zira biz bu sivil toplum yapılarını yalnızca işler tıkırında giderken değil, ekonomi saldırı altında iken dirensin diye kurmadık mı? Her şey iyi iken, ekonomik dinamizmden "daha fazla pay" kapmak için birbirini yiyenler, tehdit küresel hale geldiğinde hangi tarafta saf tutacaklarını şaşırıyorlar.
Sektörü veya firmasına en ufak tehdit gelmeye görsün. Adeta aslan kesilen iş dünyası çıkar örgütleri, söz konusu Türkiye ekonomisinin bütünü, küresel itibarı olduğunda, ara ki bulasın hale geliyor. Doğrudan çıkıp "ekonomi bu kadar iftirayı, operasyonu hak etmiyor" demedikleri gibi, sessizliklerini tam da ihtiyaç duyulan zamanda "seslendirip" ikili oynuyorlar.
Kişisel çıkarı peşinde Başbakan'ın uçağına binmek için yarışanların, ülke çıkarı için uçağı kaçırıyor olması, bana göre en büyük yerli ıstakozluk örneğidir. İsimler mi? Profillerini bu sayfalarda yakında okuyor olacaksınız.