İnşaat ve ihracat... Biri büyümenin öteki cari açığın hayat damarı... Okyanus ötesinden gelen dalga, bürokratik oligarşi üzerinden ilk olarak bu iki alanın bakanlarına yöneldi. Aynı gün Financial Times cari açığı, ölümsüzlük kazanına bacağından tutularak batırılmış ama zaafı, hayat suyuna değmeyen topuğu olan Aşil'e benzetti. Dediği şu: Türkiye'nin Aşil topuğu cari açıktır.
Yetmedi, sıfırcı hoca Standard&Poor's, aynı saatlerde "siyasi istikrarsızlık" vurgusu yaptı ve "2014'te notu indirilecek ülke sayısı yükseltilecek ülkelerden fazla" ifadesini kullandı. Devam ediyoruz. "Türkiye'nin ekonomisi iyi, tek derdi küresel risklerdir" diyen Moody's, bu açıklamasını, ihracatta ve rezervde Cumhuriyet tarihimizin rekorunu kırdığımız güne denk getiriyordu. Okyanus ötesinden gelen dalganın üzerindeki sörf tahtalarından biri de yine Moody's oldu ve "siyasi risk ve kutuplaşma" açıklamaları yapıverdi.
Biter mi? Ne gezer... Anında Kırılgan Beşli diye bir ifade icat ediverdiler. Sayalım: Brezilya, Hindistan, Güney Afrika, Endonezya ve Türkiye. Neden Kırılgan? FED (Amerikan Merkez Bankası) tahvil alımlarını azaltma sürecinde en fazla bu ülkeler etkilenecek, özellikle Türkiye, özel sektörün borçları yüzünden daha çok etkilenecek.
Küresel krizde pozitif ayrışan, yalnızca G-20'de 35 milyon fazladan insan işini kaybederken istihdamını 6 milyon artırabilen Türkiye için bulunan kırılganlık gerekçesinin, zaten dış lobilerle birlikte hareketle parasını dışarıya çıkarıp, cepten cebe kendisine kredi vererek Türkiye'nin borç hanesini şişirenler olması, son derece ilginç.
Finansal tiranların yerli işbirlikçileri bürokratik oligarşi, büyümeyi yavaşlatmak, cari açığı şişirmek ve iyi giden diğer alanlara sıçrayabilmek için kendine "dış destek" sağlamak adına düğmeye basmış görünüyor. Sırada ne var dersiniz?