Cari açığın, sebebi ister petrol ister dış açık olsun, günün sonunda akıl açığına dayandığını söyleyip duruyoruz. Kilosu 3.5 $'dan ithal edip 1.5 $'dan ihraç ederek ilerleyemeyiz, bu işe son vermek için inovasyondan, katma değerli üretime dek yeni zenginlik alanlarına yönelmek şart diyoruz.
İstiyoruz ki sanayicimiz dönüşsün, işadamımız gelişsin, KOBİ'miz OBİ olsun, üniversitelerimiz bilim üretsin. Bunun için yazılarımı ve çenemi, mevcutların dönüşümüne o kadar odakladım ki kendini var eden yeni alanları görmek, zamanımı aldı.
1900'lü yıllarda Anadolu'daki iş kültürü değişmelerini gözlemliyordum ama bunun yeni bir dalga olduğunu anlamak ta zamanımı almıştı. Sonra adına Anadolu Kaplanları dediğim bu olgu bugün; KOBİ gerçeğiyle ekonominin dinamikleri arasında yer alıyor.
İSO'nun 10 yıldır denediği ve bir türlü başaramadığı "Sanayi Kongresi", yenileşimi (inovasyon) amaçlıyordu. Fakat TİM geldi, bunu kitlelerin algısına yerleştiriverdi. Son örnek, organ nakli alanında Türkiye'nin geliştirdiği yeni zenginlik kaynağıdır.
Mevcut hastanelerimiz dönüşsün, tıp fakültelerimiz gelişsin diye beklemeyip, bir avuç öncü insanımız sayesinde, 4 milyar $'lık sektör doğurduk. 14 ayrı kategoride 5 bin nakil operasyonu... Üstelik %12'si yabancı hastalara... Akıl açığını kapayan her adım, cari açığa da çare oluyor.
Önerim, organ nakli sektörünü başarabilen bizlerin, benzer başarıyı farklı alanlarda da denemesidir. Misal kendi fauna ve florasına yabancı, ayağına tarla toprağı değmeden emekli olan binlerce ziraat profesörü, bilim insanı ve tarımcısıyla Türkiye; tarımda pekala dışa bağımlılıktan kurtulabilir, etrafındaki 1 milyarlık coğrafyayı doyurabilir.