Yoksullar; sosyal adalet talebiyle küresel arenada "isyan kuşakları" oluşturuyor. İngiltere, Fransa, İsrail... Çatırdayan ekonomiler yüzünden çöken sosyal adalet ve bozulan eşitlik ilkesi, yoksulluğu "kurumsallaştıracak" gibi görünüyor.
Peki biz yoksulluğu nasıl algılıyoruz?
Eskiden yoksulluk edebiyatı yapmak modaydı. Orada bir köy vardı ve "gitmesek de görmesek de o köy" zaten bizimdi.
Sonra o uzaktaki köylerin "gitmeyince" bizim olamayacağını öğrendik.
Köy, bizim gitmemizi bekleyemedi, köy bize geldi. İhtişam ile sefaleti, iç içe, bir cadde ile ancak ayırabilecek hale geldik.
Artık yoksula daha yakındık.
Yoksulluk, aslında "yoksullar hariç" hepimizin işine geldi.
Kimi şiir yazdı, kimi ağıt söyledi, kimi seçimi kazandı, kimi de filmini çekti.
Hatta bazılarımız bu sektörün (!) "istatistik" söylemini geliştirdi.
Düne kadar gözden uzak tutuyorduk, bugün "çözemediğimiz" yoksulluğa sahip çıkar olduk. Hem de hepimiz...
Mesela muhalefet; "tencere kaynamayan ev" üzerinden, yoksulluğu Dünya Savaşı yıllarındaki algıda dondurdu kaldı.
Oysa yoksulluk, "mahrum kalınanın önemine" göre dereceli bir kavram. Afrika' da açlıktan ölen de yoksul, evine geniş bant internet, üstüne marka giysi alamayan da...
Sendikalar, işi "yoksulluk sınırı" üzerinden götüren sektör. Fert başına milli gelir son 10 yılda dörde katlandı ama onların söylemi; "her 4 kişiden biri yoksul!"
Peki bu durumundan "vazife çıkarılmış" yoksullarımız, ne yapacak?
Öncelikle, başımız her sıkıştığında, onları düşündüğümüzü ima (!) edip, kendimizi rahatlatacağız. Arada bir AB kapısını bunların tıkadığını söyleyeceğiz. Yetmedi, "yoksulluk yüzünden suç hortladı" gibi dahiyane (!) teşhislerimizle fevkalade cin fikirler sergileyeceğiz.
Başarısızlığımızın "günah keçisi" kadrosuna atadığımız bu insanların, "yoksulluklarının nerede ve nasıl oluştuğu" ise o kadar da ırgalamayacak bizi.
Yüzünü ve yüreğini gerçekten yoksullara çevirmiş hayırseverleri de "yaptıkları iyilikleri davul zurnayla duyurmadıkları için" görmezlikten geleceğiz.
Onları alkışlamak şöyle dursun, vicdanımızı bastırmak için, "zaten ya vergi kaçırdığından söz edecek ya da başka bir niyeti olduğunu" söyleyeceğiz.
Yoksula ve aç insanlara yardım elini uzatanların ilk gemisi, bugün Afrika'ya doğru yola çıkıyor. Yoksulların isyanını beklemeden yoksulluğa isyan edercesine... İsrail'e ve İngiltere'ye de kendi ülkelerinin "Afrikalılarına" yardım etmeyi öneriyorum.