Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNERİ-YORUM ŞEREF OĞUZ

Türkiye ayrışıyor

Bundan 10 yıl önce benzer ayrışmayı "negatif yönde" yapmıştık. Küresel ekonomi tıkırında iken biz, kendi yarattığımız krizin pençesinde, her türlü hal ve hareketimizle "ayrışıyor" ve bedel ödüyorduk.
Şimdi, benzer bir ayrışma "pozitif yönde" görülüyor.
Öncelikle küresel krizin pençesindeki ülkelerin "sıkıntı envanteri" her ne kadar bizi etkisi altında tutsa da bu defaki tutumumuz sayesinde, bu hengâmeden beri kalabildik. Tutum dediğim, "panik atak" halinde ve bize empoze edilenlerle "yönlenme" kolaycılığı... Şükür ki bunu her türlü blöfe bir şekilde "rest" çekerek atlatabildik.
İkinci ayrışma, politik arenada görülüyor. 10 yıl öncesinin savruk ortamında koalisyonun çözümsüzlük koridorlarında ekonomiyi yönetme gayretindeydik. Bugün siyaseten güçlü ortamda, küresel muhtemel yeni durgunluk dalgasına karşı, "ahenkli koruma" geliştirebilecek ayrıcalığa sahibiz.
Üçüncü ayrışma, ekonominin içinde bulunduğu avantaja dayanıyor. O da her ulusun "kirpi sendromu" yaşadığı dönemde, büyümeye devam kararıyla gündemimizde... Kirpi sendromu, sıkıntı anında her türlü harcamayı kesip, içine kapanma ve tasarlanmış durgunluğu anlatır.
Dünkü döviz karşılıklarına dair Merkez Bankası kararı da bu "ayrışma" yönündeki tercihi, daha da netleştiren bir tablo çizdi dünyaya. Dışarıdan ve içeriden gelen "peki ya kur, enflasyon, cari açık?" eleştirileri de bu ayrışmanın başkaları tarafından da görülmeye başladığının işaretini oluşturuyor.
Ortalama %10 değer kaybeden dış borsalar, içeride inen çıkan kur, dinmeyecek gibi görünen dalgalanma... Bütün bunların arasında dahi, hâlâ "orta vadeli program" ve ısrarla "mali istikrarı" konuşuyor olmak, süreçlerin yönetildiğini gösteriyor.
Bu pozitif ayrışmada, civar coğrafyadaki ülkelerin içinde bulunduğu, yalnızca siyasi değil, iç savaş tehlikesinin kâbusunu saymıyorum bile. Komşumuzda yangın, kürede kriz varsa buna karşı tedbir şarttır!
Ancak bu tedbir, ya "kriz söylemi" ile panik havasında veya "bize bir şey olmaz" aymazlığında olmak zorunda değil. Doğru tutum, bu ikisinin ortasında, "tedbire" yakın bir noktada duruyor.
Bu ayrışmanın bize sağlayacağı zamanı, cari açık gibi yapısal sorunumuzu iyileştirme yönünde kararlı programlar için kullanabiliriz. Bize "cari açık yüzünden öleceksiniz" diyen kara habercilere aldırmadan fakat kendi açığımızı yönetmeyi ihmal etmeden...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA