Teğet geçsin, geçmesin; "kriz" sözcüğü bir kez gündeme gelmişse, düğmeye basan bir kesim vardır; Zam Lobisi...
Bunlar her sektörde ve her yerdedir...
Krizi fırsata çevirme sözünü "tersinden" anlayan "kurnaz" kesimdir.
Nimeti alıp, külfeti ötelemek isterler... İsraf ekonomisinin baş aktörleri, verim ekonomisinin düşmanıdırlar.
Durduk yerde zam yapıp kaybetmek(!) istemezler.
Zaten onlar için müşteri; "paramı cebinde taşıyan" insandır. Bu yüzden ilk makul bahane ile bunu onların cebinden almak gerekir.
Bahane; genelde değişmez... Ekonomik şartlar ve maliyetler... Misal bu defaki bahane; "kur" üzerinedir. Şimdi bunu medyayı da kullanarak "makul" hale getirme sürecini yönetiyorlar.
Bunlar kim? İsim vermek doğru olmaz ancak zam lobisi profilini çizmek, pekala mümkün.
Zam lobicilerinin birincil özelliği; tatlı kâr aşığı olmalarıdır. Kur, vergi, girdi maliyetlerindeki değişimi, "bire bir" fiyatlara yansıtmak isterler. Bu sayede kâr marjlarını koruyacağını sanırlar.
İkincil özellik; seslerinin fazlaca çıkmasıdır. Genelde bir STK üzerinden fakat bazen bireysel olarak "zamma mecburuz" tablosu çizerler.
Üçüncü özellikleri, tedarikçisinden müşterisine dek herkes "fedakârlık" yaparken, bir tek onlar "yüksek kârlılığı" koruma paniğinde olmalarıdır. Kısaca "feda" paydaşlarına, "kâr" onlara akmalıdır.
Benzindeki "3 kuruşluk" artış dahi, bunların elinde "3- 5 bin liralık" zammın gerekçesi haline gelir. Repocuların, rantiyenin, faiz lobisinin "muvazaalı" ortaklarıdır. Küresel krizin tedirgin ettiği ortamda, dumanlı havayı seven bu kurtları, siz de teşhis edebilirsiniz ve ilk tercihiniz bunların mal ve hizmetlerini satın almayarak, cezalandırmak olabilir...