Eskiden hükümet programlarını dinlerken her cümlenin sonundaki "cek, cak" redifine takılıp kalmazdık. Zira laflar "beylikti" ve programda yer alan bu vaadini nadiren gerçekleşebileceğinden emindik. Zaten bu "cek cak" redifiyle biten cümlelerin içeriğinin de fazlaca önemi yoktu.
Ancak son 10 yıllık yakın geçmiş; hükümet programlarını dinleme alışkanlığımızı da değiştirdi.
Artık "cek cak" redifli cümleleri, ilgi alanımıza göre can kulağıyla dinler olduk. Biliyoruz ki "cek" deniyorsa; gerçekleşecek, "cak" deniyorsa; yapılacak.
Yeni hükümet programının Meclis'te Başbakan tarafından takdimini dinlerken dikkatimi çeken, orta vadeli mevcut programa verilen "ince ayar" oldu. Özellikle ekonomide; zaten bulunduğumuz yolda, vites büyüterek fakat aynı istikamette ilerleneceğini gördük. Dalgalı Kur'dan faiz ve enflasyon politikalarında "istikrar" ısrarı yanı sıra büyütülen vitese uygun hareket edebilsin diye yapısal dönüşümlerin ipuçlarını dinledik.
Geçen programlardan aklımda kalan "istihdama dayalı büyüme" stratejisinde, küresel krizin de etkisiyle yaşanan olumsuzluklar ve bunu aşma yönünde atılan adımların eksiklerinin giderilmesi; dikkate değerdi. Mesela daha önce işsizlere meslek kazandırma kurslarının tek başına ele alınmasının verimsizliği anlaşılmış ve "her yıl 200 bin iş garantili kurs" yapılanması öngörülmüş.
Ulusal Meslek Standartları tespiti, 4 bin iş ve meslek danışmanı alınacak olması, Yeşil Kart'ın işe girişte iptal edilmeyip dondurulacağı ve 100 TL taksitle 100 bin konuta 20 yıl vadede sahip olma imkanı gibi vaatler, icraatın yeni yüzünde usta işi ince ayarlara bir kaç örnek niteliğinde.