Geleceği tahmin etmenin en verimli yönteminin; "onu inşa etmek" olduğu bilinir. Yol haritası da zaten, bu yolculuğun niyet mektubudur Elinde harita ve pusula tutup yol arayanlar iyi bilir. Bir yere varmak için harita ve pusula gereklidir ama yetmez.
Aynı zamanda başlangıç noktasını da bilmek gerekiyor.
Peki bu şartları yerine getirip, başlangıcını belirleyip, yönünü çizdiği, haritaladığı hedefine varmak; "garanti" midir? Son bir nokta var ki ben ona "gerek şart" diyorum; vizyona sadakat!...
Eskişehir; uygarlık trenine çok önceden binmiş bir kent... İlk Türk lokomotifi Karakurt ve ilk Türk otomobili Devrim, burada Tülomsaş'ta üretmiş ancak bu vizyona sadık kalamamıştık.
Daha sonra insani gelişme boyutuna yatırım yaparak, yeniden denedik. Bu defa "Üniversite" üzerinde yola çıktık ve mayayı tutturmayı başardık. Bu sayede Yeni Anadolu'nun "kentleşme standardını" yükseltmiş olduk.
Eskişehir'den öğrendiğimiz, yol haritasını erkenden oluşturmanın yanı sıra, "yoluna sadık kalma" becerisidir. Yeni Anadolu dizisi boyunca kentleri var eden dinamikleri aktarırken kullandığım ifade şuydu; Tarihi ve kültürel miras, doğal kaynaklar ve yerel kabiliyetler...
Bunların farkındalığında olmayan kentlerin aşağı gittiğini, bu dinamikleri doğru harmanlayanların da yıldızının parladığını gördük.
Eskişehir'i kent standardında "mihenk taşı" yapan; bu 3 dinamiğe dayalı kendi vizyonuna sadakat oldu. Eskişehir'i yenileyen de bu zaten...