Ben Antiokhos. Komagene Kralıyım.
Sevdiklerim bana Nemrut der.
2100 yıl önce buraların hakimiydim. Simdi ben ve arkadaşlarım, 2100 metre yukarıdan Adıyaman'ı seyrediyoruz.
Ufkumda, Diyarbakır, Gaziantep, Kahramanmaraş, Malatya ve peygamberler diyarı Şanlıurfa yer alıyor.
Dünyanın her yerinden beni görmeye gelirler. UNESCO beni "tehdit altındaki 100 yer" diye tanımladığından beri, bana daha bir önem verir oldular.
Ama önem dediysem, abartılacak bir şey yok. 40 bini yabancı 200 bin turist. Eskiden bana ulaşacak yol, konaklayacak yer yokken dahi 300 bin ziyaretçim vardı.
Ben Nemrut; gözlerimi Adıyaman'a çevirmiş, hemşerilerimin benim üzerinden turizm gayretini; gıpta ve hayretle izliyorum.
Gıpta ile çünkü; "Turizm Hamlesi"ni nihayet başlattılar. Belediye Başkanı Necip Büyükaslan'ı dinliyorum; "Kral Ankithos'un bize emanet ettiği dünyanın 8'inci harikasına sahip çıkmak zorundayız. 2020'de yılda 1.5 milyon insanın ziyaretini bekliyoruz." Benden söz ediyor, gurur duyuyorum.
Hayret ile çünkü; Atlanta'da 20 yıllık at kestanesini göstermek için daha fazla turist toplayan Amerikalılar, her gelenin günde 1000 dolar harcamasını sağlamış. Benim Türkiye'me bakıyorum; 33 milyon turist gelmiş 20 milyar $ bırakmış.
Hadi ben 2100 yıldır buradayım. 40 bin yıl önce gelenlerin mağara çizimleri de benim yöremde. 40 bini yabancı 200 bin kişi gelebilmiş, günlük 120 $ harcamış.
Ben Nemrut; Komagene Kralı... Hayretle izliyorum ki benden yeterince yararlanamıyorlar.
Gözlerim, "nedenini" arıyor. Gördüğüm, hemşerim Adıyamanlılar, tarihi kültürel mirasın "en hasına" sahip ama bunu zenginliğe dönüştürecek adımları, biraraya gelip, atamıyor.
Doğal kaynakları göz kamaştırıcı... En az benim kadar fiyakalı dünyanın nadir "ters lalesi" ellerinde, bırakın dünyaya sunmayı, becerip koklayamıyorlar bile.
Yerel kabiliyetlerini araştırıp, benim sayemde her biri milyoner olacak imkana sahip iken, çözümü; otelciden, kamudan, yabancı yatırımcıdan bekliyor.
Ben Nemrut; Komagene diyarının hakimi... Dün Adıyaman Turizm Hamlesi Sempozyumu'ndaki arayış çabalarını izledim.
Umutlandım ki; nihayet çare arayışına girdiler. Hayıflandım ki; hala ellerinde bir strateji, bir yürüme planı, turist başına gelir arttırıcı faaliyet projeleri yok.
Beni hoyratça kullanıp tahrip edenlere engel olmaları, hoşuma gidiyor ve bana sahip çıkıldığını görüyorum. Ama ben onlara, varlığımla daha fazla zenginlik sunamıyorum. TUYED Başkanı Kerem Köfteoğlu'nın işin erbabına çözümü oluşturma gayreti de yarınıma dair umutlarımı "canlı" tutuyor.
Ben Nemrut; Adıyaman'ın yerlisi...
Hemşerilerimden "zihinlerini dönüştürüp" beni de kendilerini de zengin etmelerini bekliyorum. Hemşerim akil yöneticiler beni ziyarete geldiğinde, gözlerimi dikip, onların gözlerinde bu vizyonu arayacağım.