Benzin istasyonlarını vergi dairesi haline getirince, affa, tarha gerek duymadan verginizi "tıkır tıkır" toplayabilirsiniz.
Ancak vergisiz hali dahi dünyadan pahalı akaryakıtın fiyatını 5 liraya tırmandırırken, enflasyonun fünyesini ateşleyebilirsiniz.
Bununla da kalmaz, dört dörtlük eziyet sürecini başlatırsınız.
Öncelikle; akaryakıt kullananlar zaten dünya ortalamasının çok üzerinde fatura ödüyor. Dolaylı vergilerle bütçe açığı denkleşirken vatandaşın bütçe açığı artıyor. Devamında; akaryakıtta fiyat beklentilerini bir üst mertebeye taşıyoruz. Geçen yıl kulaklarımızı "benzin 4 lira" fikrine alıştırdılar, şimdi 5 lirayı işlemeye başladılar.
Yetmedi; bayiler, promosyon yasaklansa dahi, son derece yaratıcı yöntemlerle "keyfi kâr" marjlarını saklayabiliyor. Neticede; benzin, fiyat endekslerini tutuşturma becerisini gösterebiliyor.
Hazine'nin Ham Petrol ve Akaryakıt Ürün Fiyat Artışlarının Türkiye'de Enflasyonist Etkileri adlı araştırmasının özeti şunu diyor: Yerli petrol ürünlerinde her %20'lik artış, enflasyon üzerinde 1'inci dönemde 0.68 puan, ikinci dönemde ise 0.97 puan etki yaratıyor.
Çok değil 10 yıl önce Avrupa'nın ve OECD'nin enflasyon şampiyonuyduk. Şimdi akaryakıtın fiyatında ve vergisinde de şampiyonluk bizde.
Sorun, petrol coğrafyasında işlerin iyi gitmediği ortamda varil fiyatlarının ucuzlama yönünde kalıcı umut vermemesi...
Üstelik bu yetmezmiş gibi akaryakıt "vergi toplamada en etkin araç" haline getirilmiş durumda.
Savaşın ve verginin çapraz ateşindeki depo, bu kadar külfeti daha ne kadar taşır? Akaryakıtla yalnızca hafta sonu pikniğe keyif sürmeye gidilmiyor. Üretimin zemini de petrole dayalı... Sorgulama zamanı geldi bence...