Öngörü: Stanley Kubrick, 2001 Uzay Destanı filminde, uzay istasyonunu kontrol eden HAL 9000 adlı bilgisayarın, kontrolden çıkıp astronotlara saldırmasını anlatır.
Senaryosu, bilim kurgu romanlarının babası Arthur C. Clarke'a ait filmde HAL, dönemin en gelişkin bilgisayarı olarak pek çok işi aynı anda yapabilmekte ve bir insan gibi yüz tanıyıp, dinleyip, anlayıp, konuşup, düşünebilmektedir.
Efsane; HAL 9000, aslında IBM'in adından türetilmişti. H-A-L harflerini, bir ileri alırsak I-B-M ifadesine ulaşırız. Efsaneye göre Clark ve Kubrick; bu tarz şifreleme ile HAL'i aslında IBM'in bir sonraki "eseri" olarak sunmuş bize.
Gerçekleşme; Muhtemelen dava açılmasın diye Clark da Kubrick de bu efsaneyi reddetmişti. IBM daha sonraları "saldırgan bir profil çizdiğinden" HAL ile uzaktan yakından ilgileri bulunmadığını açıklamıştı.
15 yıl önce; IBM, süper bilgisayarı Deep Blue ile dünya satranç şampiyonu Kasparov karşı karşıya geldi. Maçı Deep Blue 4-2 kazandı. IBM, bilgisayarını Deeper Blue'ya geliştirdi. O dönemde Milliyet'te Emre Aköz Deep Blue'nun, ben de Kasparov'un kazanacağını savunmuştuk. Bu defa Deeper Blue kazanmıştı. 10 yıl önce; Satranç Federasyonu yönetim kurulu üyesi sıfatımla IBM'den Deeper Blue'yu, öğrencilere karşı oynatmak için istemiştim. Amacım bir yandan 2000 yılında İstanbul'da yapılacak Dünya Satranç Olimpiyatı için farkındalık yaratmak ve aynı zamanda Deeper Blue'nun şöhretinden yararlanıp her okulu internete eriştirmek idi. Ancak IMB tepe yönetimi; "Deep Blue'nun imajı IBM'in önüne geçiyor" diye bunu kabul etmemişti.
Bugün; IBM, bu defa adına Watson dediği süper bilgisayarını sahaya sürdü. Üstelik dünün Deep Blue'sunun satranç gibi kesin karar süreçlerini yönetmiyor, karmaşık, kesin olmayan kararlar verebiliyor. ABD'de bilgi, yorum ve hızın ölçüldüğü Jeopardy (riziko) adlı oyunda karar veriyor ve diğer 2 insan yarışmacıyı geride bırakarak kazanıyor.
Peki neden Watson? Bilinen algıyla cevap verirsek, ünlü dedektif Sherlock Holmes'un akıllı ve her şeyi bilen yardımcısı olduğu için. Ancak bir başka efsane, yine IBM tarihinden geliyor aklıma... 1943'te; "dünya piyasası 5 bilgisayardan fazlasını kaldırmaz" diyen IBM Başkanı'nın adı; Thomas Watson' du...
Watson, IBM'in Ar-Ge alanında yıllık yaklaşık 6 milyar dolar değerindeki yatırımının, sağlık hizmetleri, biyoloji, enerji ve su kaynakları, gıda güvenliği gibi alanlarda ilerlemeyi getiren akıllı bir dünya oluşturmaya yardımcı olmak üzere yeni teknolojileri nasıl teşvik ettiğini gösteren en son örnek.
Şimdi sadece dizimizin üstünde veya cebimizdekiler değil, aynı zamanda işimizde, ordumuzda, devlet kurumu veya işletmemizde 41 yıl öncesinin HAL'i kadar saldırgan ve akıllı olmasalar da Watson'un bilgeliğine doğru koşuyorlar.