Büyük ülke olmanın göstergelerinden biri de başkaları tarafından tercih edilebilirlik değil midir?
Amerika bugün kendisine olan talebi lotarya ile dağıtacak özgüven çizgisinde. Oysa bizde hala "küçük olsun, benim olsun" zihniyeti hakim.
Bir yandan Dünya Finans Merkezi İstanbul teziniz olacak öte yandan finansal zenginliğe sahip insanları, refüze edeceksiniz.
Söylem "bir Türk dünyaya bedel" ise eylem de bununla tutarlı olmalı. Yabancı mülk edinirken "mütekabiliyet" esasıyla bunu "yasaklamayı" bir kez daha düşünmekte fayda var. Küredeki zenginlik odağı, hızla yerdeğiştiriyor. 100 yıl önce "üzerinden güneş batmayan İngiltere", başka ülkelerin cazibe merkeziydi. Sonra güç, Atlantik'in karşı kıyısına taşındı. Bizim zenginler dahil dünya, buralardan mülk edindi. Amerika'nın sembol binası Empire State Building dahi, Japonlardan Ruslara pek çok varlıklının mülkiyetinde.
Şimdi Türkiler, Ortadoğu, Kafkas ve Balkanlar, hatta Uzakdoğu'nun cazibe merkezi olmaya başladı.
Dünya zenginliğinin ekseni kaymış. Fakat biz hala "aman eksenimiz kaymasın" paranoyasındayız. Bu yüzünden küresel cazibe fırsatlarını kaçıyoruz.
Büyük ülke, korkmaz...
İstiklâl Marşı'mız dahi "korkma!" diyor.
Mütekabiliyeti yeniden ele almakta fayda var; tedbir ile korkuyu karıştırmadan!..