Mesela şu an gidip tahlil yapsak, hepimizde koch mikrobu çıkma ihtimali; % 100'dür. Ama neredeyse hiçbirimiz verem değiliz.
Zira insan sağlam olduğu sürece mikrop, varlığını korur ama zarar veremez.
Fakat bünye zayıf düştüğünde durum değişiverir; Hasta Adam oluruz.
Sıcak para, en sağlam ekonomik bünyeyi dahi, küresel sermayenin spekülatif akımlarına fazlaca açık hale getiriyor.
Sıcak para da tıpkı dış borç gibi, "makul" içinde kaldığı sürece sistemi "yeni dengelere taşıma" yönünde çok önemli manivelalardır.
Fakat getirdiği kısa vadeli rahatlama, geçici başarılar, eğer yönetilmez ise ardında kalıcı hasarlar bırakır.
Gelirken yakıcı, giderken yıkıcı
Yatırım hacmi hâlâ yetersiz, borçlanma ihtiyacı henüz arzulanan noktaya indirilmiş değil. Yüksek büyümenin sürebilmesi için şart olan yatırımdan vazgeçemeyiz. Yetmiyor, büyümenin istihdamı genişletecek bir karaktere bürünmesi şart.
Yatırım iklimi şimdi bahar havasında fakat "geldiği hızda gitmeye hazır" sıcak paraya çanak tutan para otoritesinin tutumu, her an ufkumuzu buluta boğabilir.
Zira yakıcı sermayenin; ihracat diye bir sorunu yok. İşsizlik derdi değil ve yabancı sermayeden en önemli farkı; faydadan çok zarar vermesi.
Gelirken yakması, giderken yıkması...
Bugün kendisi hasta olan Avrupa, 100 yıl önce bize; "Hasta Adam" teşhisi koymuştu.
Endişem şudur ki; küresel tefecilerin ilgi odağı olmak, Avrupa'nın hastalığını bize de bulaştırabilir.