Bir şeyi, 1.300.000.000 ile çarparsanız, o şey, her ne ise dünyada çok önemli olur. Bu sözler, Çin'in planlamadan sorumlu en tepesindeki adama ait. 1.3 milyar çarpanı, Çin'in nüfusunu ifade ediyor ve hangi "şey" ile çarpılacağının da fazlaca önemi kalmıyor. Zira Çin, dünyanın üretim üssü haline gelmiş durumda. Ne üretiyorsa, çok üretiyor. Ne yapıyorsa "milyarlarca" yapıyor.
Çin'i iyi okumak, bizim için çok önemli. Zira şimdi, Çin'in elinde olamayacak avantajlarımız da tehdit altında; mesela yakınlık avantajı...
Çin'i "kalitesiz" ve "uzak" diye küçümseyip, Çin Çarpması'ndan "gümrük veya kotalarla" korunabileceğimizi sanıyorsak, fena halde çuvallarız.
Burnumuzun dibindeki Pire, artık Çin için yeni "sıçrama tahtası" olabilir. Beni endişelendiren; Çin Çarpması tehdidine karşı aymazlığımız olur. İşte size bu aymazlığın adımları; 1- Yok say; "Çin beceremez!" 2- Alay et; "Çin malı işte." 3- Savaş, "Çin ürünlerine kota konsun." 4- Tapın; "Adamlar yapıyor be!"
Biz şu anda aymazlık sürecinin ikinci ve üçüncü adımlarındayız. Dikkat edin, tekstilden makineye ve hatta bilgisayara dek, dilimizdeki söylem, aldırmamak, alay etmek veya "kota konsun, yasaklansın" teranelerinden ibaret.
Çin Seddi'nin Batı ucu Pire'ye uzandıysa coğrafya avantajımız da cin çarpmışa dönebilir. Aman dikkat!