Türkiye ekonomisi yavaşlıyor. Bu eğilimi birçok makro göstergeden takip etmek mümkün. Merkez Bankası'nın bu hafta yayınladığı çalışmaya göre, sekiz farklı yöntemle yapılan hesaplamaların altısı, Türkiye ekonomisinde çıktı açığının negatif bölgeye geçtiğini gösteriyor. Çıktı açığı hesaplamaları, bir ekonomide üretimin potansiyeline kıyasla hangi düzeyde ilerlediğine dair bilgi sunar. Negatif çıktı açığı, ekonominin kendi potansiyelinin altında büyüdüğüne ve dolayısıyla soğuduğuna işaret eder. Merkez Bankası'nın son hesaplamaları, çıktı açığının beklenenden daha önce negatife döndüğü sonucunu ortaya koyuyor.
Türkiye ekonomisinin hem ikinci hem de üçüncü çeyreklerde bir önceki çeyreğe kıyasla daralması, ekonomideki soğuma eğilimini teyit ediyor. 2024'ün geneli için konuşacak olursak, Türkiye ekonomisi bu yılı kendi potansiyelinin yaklaşık 1.5 puan altında bir büyüme performansı ile kapatacak gibi gözüküyor.
Ekonomideki yavaşlamaya rağmen, işsizlik rakamlarında belirgin bir kötüleşme yok. Tekstil gibi bazı sanayi kollarında istihdam rakamları gerilese de ekonominin geneli istihdam oluşturmaya devam ediyor. TÜİK'in son verilerine göre, ekimde işsizlik oranı 0.1 puanlık yükselişle yüzde 8.8 oldu. İşgücüne katılanların sayısı bir önceki aya kıyasla 219 bin, toplam istihdam ise 156 bin kişi arttı. Finansal koşullardaki sıkılaşma ve yavaşlayan iktisadi aktiviteye rağmen, istihdam rakamları güçlü kalmayı sürdürüyor.
Enflasyonun ücretler, kâr ve varlık fiyatları üzerindeki etkilerinden dolayı gelir dağılımının son yıllarda bozulduğunu dikkate aldığımızda, bu zorlu ortamda bir de işsizlik rakamlarının henüz hissedilir oranlarda artmamış olması, sosyal dengeler açıdan oldukça kıymetli.
CARİ İŞLEMLER 5 AYDIR FAZLA VERİYOR
Cari işlemler hesabı ekim ayında 1 milyar 880 milyon dolar fazla verdi. Böylece cari fazla serisi beşinci aya taşındı. Bu, Mayıs-Kasım 2019 döneminde gerçekleşen 7 aylık performanstan sonra en uzun soluklu cari fazla serisi olarak kayıtlara geçti. Ocak-Ekim 2023'te toplam 36 milyar dolar olan cari açık, bu yılın aynı döneminde 3.29 milyar dolara geriledi. Yıllıklandırılmış veriye göre ise cari açık toplam 38 milyar dolar düşüş kaydetti.
Cari işlemlerdeki iyileşmenin hangi kanallar üzerinden gerçekleştiğine de bakmak gerekiyor. Bu açıdan incelediğimizde cari açıktaki gerilemenin yüzde 80'i ithalattaki düşüşten, geri kalanı ise ihracat ve turizm gelirlerindeki artıştan kaynaklanıyor. Cari açıktaki düşüş, makroekonomik istikrarın yeniden tesis edilmesi açısından kritik öneme sahip. Bununla birlikte, cari açıktaki toparlanmayı kalıcı kılmak ve hatta istikrarlı biçimde cari fazla veren bir ülkeye dönüşmeyi hedefliyorsak hem ihracat hem de turizmde katma değeri artırmaya odaklanmalıyız.
ABD KORUMACILIĞIN DOZUNU KAÇIRIYOR
Donald Trump, başkanlık koltuğuna oturmak için gün sayıyor. Trump, seçim zaferinin ardından bir taraftan kabinesini ve kritik bürokratlarını belirlerken bir taraftan da dış ticarete yönelik uygulayacağı politikaları şekillendirmeye çalışıyor. Gümrük tarifelerini kullanmaktan çekinmeyeceğinin altını kalın çizgilerle çizen Trump'ın bir numaralı hedefi Çin.
Başkanlığının son günlerini yaşayan Joe Biden, Trump'ın planladığı tarife artışlarının "büyük bir hata" olacağını ifade etse de giderayak Çin'e karşı yeni korumacı önlemler almaktan geri durmadı. Biden yönetimi, güneş panelleri üretiminde kullanılan iki temel ara malının Çin'den ithalatına yönelik gümrük tarife oranını yüzde 25'ten yüzde 50'ye çıkarılacağını duyurdu. ABD bu tarife artışıyla Amerikalı güneş enerjisi teknolojileri üreticilerini Çin rekabetine karşı korumayı hedefliyor. Korumacı hamleler bununla sınırlı kalmadı. Yarı iletken yapımında kullanılan nadir elementlerden olan tungsten için de yüzde 25 oranında yeni bir tarife 1 Ocak itibariyle devreye alınacak. Çin ise hem Biden yönetiminin korumacı eğilimlerine hem de Trump'tan gelebilecek ticari saldırılara karşı gardını almaya çalışıyor. Bu kapsamda Pekin yönetimi, toplam piyasa değeri açısından dünyanın en büyük iki şirketinden biri olan çip üreticisi Nvidia'ya yönelik bir antitröst soruşturması başlattı. Soruşturmanın konusu, Nvidia'nın 2020 yılında İsrailli teknoloji firması Mellanox'u satın almasıyla bağlantılı olarak, Çin'deki düzenleyici kurumun verdiği şartlı onayda belirtilen taahhütlerin ihlal edildiğine dair şüpheler.
Trump'ın ilk başkanlık döneminde uyguladığı tarife artışları ve Biden'ın sanayi-teknoloji teşvikleri yoluyla Amerika sınırları içerisindeki üretimi destekleyici politikaları aslında birbirini tamamlayan özelliklere sahipti. Tamamlayıcı nitelikteki bu korumacı politikalar orta vadede Amerikan ekonomisinin faydasına oldu. ABD'de üretim ve istihdam arttı, verimlik rakamları canlandı. Ancak, Trump'ın ikinci döneminde korumacılığın dozunu fazla kaçırma ihtimal yüksek gibi görünüyor. Bu senaryo gerçekleşirse, ABD son 5-6 yıldaki ekonomik kazanımlarını kaybedebilir. Korumacılığın çoğu zarar, azı karardır.