Cari işlemler hesabı, haziran ayında 1.5 yıl aradan sonra fazla verdi. Turizm gelirlerindeki artış ve ithal enerji faturasındaki düşüş, haziranda 645 milyon dolarlık cari fazla verilmesine katkı sağlayan en büyük faktör olarak öne çıktı. Haziranda net turizm gelirleri 4.2 milyar dolar olarak gerçekleşti. Net enerji ithalatı ise geçen yılın aynı ayına kıyasla 3.4 milyar dolar gerileme kaydetti.
Haziran itibarıyla son 12 aydaki cari açık, bir önceki aya göre 3.2 milyar dolar azalarak 56.5 milyar dolara düştü. Turizm kaynaklı döviz girişlerinin en az üç ay daha yüksek seyredecek olması, cari açığın daha da gerilemesine yardımcı olacaktır. Para politikasındaki sıkılaşma ve tüketici kredilerindeki frenleme ile birlikte önümüzdeki aylarda ithalat eğiliminin ve dolayısıyla cari açığın yavaşlamasını bekleyebiliriz.
BORSA REEL GETİRİDE YİNE ZİRVEDE
Temmuz ayında hem aylık hem de yıllık bazda en yüksek reel getiriyi sunan finansal yatırım aracı borsa oldu. TÜFE'ye indirgenmiş reel getiri açısından Borsa İstanbul'da BIST-100 endeksi, yatırımcılara aylık bazda yüzde 9,22, yıllık bazda ise yüzde 77,43 getiri sağladı. Borsanın bu performansının temelinde dört ana dinamik yatmaktadır: (i) Mevduatın cazip olmamasından kaynaklı olarak yatırımcıların alternatif arayışı, (ii) Enflasyonun yeniden yükselişe geçmesiyle birlikte sanayi ve perakende şirketlerinin finansal performansının artacağı yönündeki beklentiler; (iii) Makroihtiyati tedbirlerin kademeli olarak gevşetilmeye başlanması neticesinde bankacılık hisselerine yurtdışından ilginin artacağı beklentisi; (iv) Halka arz olan şirketlerin sayısındaki artış. Borsa İstanbul, kar realizasyonu tercihi ile birlikte bazı haftalarda aşağıya salınabilir. Ancak yüksek enflasyon ve düşük mevduat faizleri devam ettiği sürece, genel olarak borsaya olan ilginin pozitifte kalmaolasılığı yüksektir.
Ancak son haftalardaki yükseliş eğilimi sadece yerli yatırımcılarla sürdürülemez. Borsanın sağlıklı bir tempoda ilerleyebilmesi için orta ve uzun vadede ülkede kalmaya niyetli yabancı sermayenin çekilmesi gerekiyor. Önümüzdeki aylarda hisse senedi piyasasını tedirgin edebilecek faktörlerden biri, yerel seçim belirsizliği olabilir. Yabancı ilgisinin beklenen hacimde artmama riski de borsa yatırımcısının dikkat edeceği bir başka unsurdur.
Seçimlerin ardından kurlardaki yükseliş, euro ve dolar yatırımcılarının reel getirilerini yukarıya çekti. Altın da temmuzda yatırımcılarını pozitif bölgede tutmayı başardı. Ancak devlet iç borçlanma senetleri ve mevduat, aylık ve yıllık bazda reel olarak yatırımcısına kaybettirdi.
KÜRESEL GIDA FİYATLARINDA BELİRSİZLİKLER
Fiyatların genel seviyesindeki artış hızı, salgın öncesine kıyasla hala yüksek olsa da küresel enflasyonun düşme eğiliminde olduğu bir dönemdeyiz. Bununla birlikte, dünya genelinde dar gelirlilerin ve orta direğin tam anlamıyla rahat bir nefes aldığını söylemek güç. Özellikle gıda enflasyonu, sabit gelirlileri zorlamaya devam ediyor. Tarımsal üretim ve emtia tedarikini etkileyen birçok belirsizlik bulunuyor. Kuraklık ve jeopolitik gerilimler, fiyatlara direkt olarak etki ediyor ve dalgalanmalara neden oluyor. Arz-talep dengesini olumsuz etkileyen ve ekonominin dışında cereyan eden bu gelişmeler, ne yazık ki dünyanın yeni normali haline gelmiş durumda.
Ay çiçeği, zeytin ve pirinçte kuraklık kaynaklı üretim kayıpları yaşandı. Rekolte düşüşleri, tarımsal ürün ihracatçısı ülkeleri ticaret engellemelerine başvurma noktasına getirebiliyor. Dünya genelindeki korumacı önlemleri takip eden bir araştırma kuruluşu olan Global Trade Alert verilerine göre, gıda ihracatına getirilen kısıtlamaların sayısı geçen yıldan bu yana yüzde 62 artış kaydetmiş. Büyük ihracatçıların bu tür uygulamaları, yerel fiyat artışlarını kontrol etmeye yardımcı olabilirken, kaçınılmaz olarak küresel fiyatlara baskı yapıyor. Rusya'nın tahıl anlaşmasından çekilmesi de gıda fiyatlarına yönelik endişeleri artırdı.
Yaz mevsiminde olan kuzey yarımkürede bu aylarda tarımsal fiyatların düşmesi beklenir. Ancak ne yazık ki veriler ve etiketler, fiyatların düşmediğini gösteriyor. Küresel gıda fiyatlarında hafif bir yükseliş yaşanıyor. FAO Gıda Fiyat Endeksi, Temmuz'da bir önceki aya göre 1,5 puan arttı. Endişe verici seviyelerde olmasa da dünya geneli enflasyonun düşmesini beklediği bir dönemde gıda fiyatlarına yönelik belirsizliklerin artması rahatsız edici ve dikkatle takip edilmesi gereken bir gelişme olarak karşımıza çıkıyor.
Tarım ürünlerindeki fiyat artışlarını tamamen dış şoklara bağlamak da doğru değil. Küresel tarım piyasasındaki oligopolcü şirketlerin doyumsuz kar güdüsü ve emeklilik fonları ile yatırım fonlarının vadeli işlemler piyasası üzerinden tarım emtialarına yönelik spekülatif hamleleri de fiyatların suni biçimde artmasına neden olabiliyor. Büyük küresel oyuncular, kuraklık ve jeopolitik gerilimleri kendi çıkarları doğrultusunda bahane olarak kullanabiliyorlar. Küresel ölçekte tarımsal emtia ticaretinin daha sıkı denetlenmeye ihtiyacı var.