Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NURULLAH GÜR

3 merkez bankasından 3 farklı karar

Bu hafta dünyanın önde gelen merkez bankalarının her biri ayrı telden çaldı. Fed, faizi sabit bıraktı. Avrupa Merkez Bankası bir kez daha faiz artırdı. Çin Merkez Bankası ise aşağıya çekti. Her birinin kendince bir hikâyesi ve realitesi var

Küresel ekonomiye yön veren büyük merkez bankalarının kararları bu haftaya damgasını vurdu. Kararları ilginç ve önemli kılan husus, merkez bankalarının her birinin ayrı telden çalması oldu. Fed, faizi sabit bıraktı. Avrupa Merkez Bankası bir kez daha faiz artırdı. Çin Merkez Bankası ise faizi aşağıya çekti. Her birinin kendince bir hikâyesi ve realitesi var.



Analize Fed ile başlayalım. Fed 15 ay sonra ilk defa faize dokunmadı. Federal fon oranı (politika faizi) yüzde 5-5.25 bandında sabit kaldı. Fed'in bu kararını anlamak için önce enflasyondaki gelişmelere bakalım. ABD'de yıllık bazda enflasyon, mayıs ayında yüzde 4.9'dan yüzde 4'e geriledi. Bu oran, Amerikalıların Mart 2021'den bu yana gördükleri en düşük enflasyon rakamı. Çekirdek enflasyon da düşüşte; ancak manşet enflasyon kadar aşağıya inemedi. Çekirdek enflasyon mayısta 0.2 puanlık düşüşle yüzde 5.3 olarak gerçekleşti. Fiyatların görece oynak ve dışsal faktörlerden daha fazla etkilendiği gıda ve enerji haricindeki mal ve hizmet kalemlerinin takip edildiği çekirdek enflasyon, para politikasının enflasyon üzerindeki etkinliğini takip etme açısından daha iyi bir gösterge olarak kabul ediliyor. Çekirdek enflasyonun halen yüzde 5'in üzerinde olması, Fed'i temkinli olmaya zorluyor.



FED'İN İKİLEMİ
Fed manşet enflasyon rakamına göre pozitif reel faiz veriyor. Ama çekirdek enflasyona göre değerlendirildiğinde bazı Fed yetkilileri, faizinin mevcut seviyesinin yeterli olup olmadığı noktasında tereddüt yaşıyorlar. Fed resesyon endişeleri ve geçtiğimiz aylarda yaşanan ufak çaplı bankacılık krizinin farklı bankalara yayılma riskini dikkate alarak faiz artışına bu toplantıda ara verdi. Bununla birlikte, enflasyondaki düşüşün detayları tam olarak beklenen ölçüde gerçekleşmediği için de bundan sonraki toplantılarda yeniden faiz artışına gidilebileceğinin sinyali verildi. Piyasalar bu sözlü yönlendirmenin ne kadar gerçek olduğu konusunda çok ikna olmadılar. Fed'in bu saatten sonra faiz artışına gitmeyeceğini düşünenlerin sayısı az değil.



ÇİN'İN DERDİ FARKLI
Çin'de durum çok daha farklı. Salgın tedbirlerini en geç kaldıran ülkelerden biri olan Çin'de açılma sonrası iktisadi faaliyet beklendiği hızda toparlanamadı. Çin'in büyümesi emlak sektöründeki yavaşlama ve ihracata yönelik talebin zayıflaması nedeniyle sekteye uğradı. Hal böyle olunca Pekin yönetimi çözümü genişlemeci politikalarda aramaya başladı. Çin Merkez Bankası, ticari bankaların fonlama maliyetlerini etkileyen bir yıllık orta vadeli borç verme mekanizmasında faiz oranını yüzde 2.75'ten yüzde 2.65'e düşürdü. Çin'de enflasyonun yüzde 1'in bile altında olması, merkez bankasına böyle bir manevra alanı sağlıyor. Faizlerdeki düşüş ve diğer genişlemeci politikalar Çin'de kredi büyümesini körükleyecektir. Çin'de toplam borcun milli gelire oranı yüzde 280 civarında. Bu denli büyük bir borç seviyesini daha da yukarılara çekecek her kredi tazyiki, Çin'de makro ekonomik istikrarı aşındıracaktır.



AVRUPA'NIN
İŞİ DAHA ZOR
Gelelim Avrupa tarafına. Euro Bölgesi'nde de enflasyon geriliyor. Yüzde 6.1 olarak açıklanan mayıs ayı enflasyonu, Şubat 2022'den bu yana görülen en düşük seviye. Avrupa'nın enerji krizini daha sert yaşaması ve ECB'nin para politikasını daha geç sıkılaştırmaya başlaması Euro Bölgesi'nde enflasyonun ABD'ye kıyasla daha yavaş tempoda aşağıya inmesinin en büyük iki sebebi. Fed'i geriden takip eden ECB, bu haftaki toplantıyı pas geçmeyerek faizi çeyrek puan daha yukarı çekti. Yüzde 3.5'e yükselen politika faizi, 2001'den bu yana görülen en yüksek seviye olarak kayıtlara geçti. ECB Başkanı Christine Lagarde, faiz artışlarının devam edeceğine dair net mesaj verdi. Bir tarafta şirketlerin verimlilik oranları düşerken, diğer tarafta ücret artışları tarihsel ortalamaların iki katı seviyesinde ilerliyor. Bu iki gelişme, maliyetlerin enflasyonu zorlamaya devam edebileceği noktasında ECB kurmaylarını rahatsız ediyor. Bu yüzden de Avrupa ekonomisindeki yavaşlamaya rağmen, enflasyonla mücadelenin süreceğine yönelik tutumlarından ödün vermeye niyetleri yok.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA