2019'da enflasyonu yüzde 11.84 ile kapattık. Neredeyse kimse enflasyonun bu kadar hızlı gerileyeceğini tahmin etmiyordu. Faizlerin düştüğü bir yılda enflasyonun aşağıya indiğini unutmayalım. Son iki yıldır yaşadığımız kur şokuna bağlı bir maliyet enflasyonuydu. ABD ile ilişkilerin daha rasyonel bir zemine oturması ve jeopolitik risklerin azalması döviz kurları üzerindeki baskıyı azalttı. Bununla birlikte Fed'in faizleri düşürmesi de TL'deki değer kaybının önüne geçmek için yüksek faize olan ihtiyacımızı azalttı. Bu ortamda Merkez Bankası, enflasyondaki düşüşün belirginleşmesi ve risk priminin azalmasıyla birlikte faizleri aşağıya çekti. Bu anlamda 2019, ezber bozan bir yıl oldu.
TEK HANE İÇİN 5 KOŞUL
Merkez Bankası'nın 2020'ye dair enflasyon beklentisi yüzde 8.2. Enflasyonun bu yıl tek haneli rakamlara inmesi şu koşullara bağlı olacaktır:
Tarımsal üretimin 2019'da olduğu gibi istikrarlı bir şekilde pozitif büyümesi.
Hal Yasası'nın yanı sıra Tarım Şurası'nda alınan kararlardan kısa vadede hayata geçirilebilecek olanların devreye girmesiyle gıda fiyatlarındaki oynaklığın azalması.
Kamu tarafından yönetilen/ yönlendirilen mal ve hizmetlerdeki (su, elektrik, sigara ve otoyol ücreti gibi) fiyat ayarlamalarının geçen seneye kıyasla daha düşük seviyelerde gerçekleşmesi.
Ortadoğu'da artan jeopolitik risklerin petrol fiyatları üzerindeki etkisinin sınırlı kalması.
ABD'nin yaptırım riskine dair öngörülmeyen bir durumun gerçekleşmediği müddetçe döviz kurlarının istikrarlı seyrini koruması.
DÜNYA EKONOMİSİNDE UFUK TURU
2019'la birlikte sadece bir yılı değil ayrıca on yıllık bir dönemi de geride bıraktık. Önümüzde önemli gelişmelere gebe yeni bir on yıllık dönem var. Küresel ekonomide 2020'lerde nelerin yaşanabileceğine dair bir zihin jimnastiği yapalım.
Çin'de ekonomik büyüme yüzde 4-5 bandına gerileyebilir. Amerikan borsalarındaki aşırı yüksek şirket değerlemelerine yönelik düzeltme hareketleri yaşanabilir. Bu düzeltme, ani ve sert bir hareket olabileceği gibi zamana yayılarak da gerçekleşebilir.
ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşında şu anda bir ateşkes yaşansa da belli aralıklarla tartışmaların yeniden alevlenme ihtimali yüksek. Ticaret savaşının sonlandırılmasına yönelik olarak yapılacak çalışmalar ve yeni faz anlaşmalar neticesinde Dünya Ticaret Örgütü'ne (DTÖ) yönelik ciddi yapısal reformlar gündeme gelebilir.
İskoçya'da Brexit sonrası süreçte yeni bir bağımsızlık referandumu düzenlenebilir. Referandumdan bağımsızlık çıkması durumunda İskoçya, AB'ye üyelik sürecini başlatabilir. Katalonya meselesinden dolayı böyle bir adaylık sürecine en çok İspanya karşı çıkacaktır. Böyle bir senaryo, AB'de yeni bir büyük siyasi kriz anlamına gelir.
Yapay zeka, büyük veri ve otonom robotlar gibi yeni nesil teknolojileri hayatımızda daha fazla hissedeceğiz.
Gelişmiş ülkelerde nüfusun yaşlanmasına karşı çözüm olmaya yönelik olarak üretim sürecine robotları entegre etmekle daha fazla mülteci kabul etmek arasında yaşanacak ikilemin ekonomik, sosyal ve siyasi etkileri daha belirgin hale gelebilir.
Yüksek borçluluk seviyesi, gelir dağılımı eşitsizliği ve çevre sorunları dünya genelinde sosyal tansiyonun daha fazla artmasına neden olabilir.
Servet vergisi ve vatandaşlık maaşı gibi politikalar daha fazla gündeme gelebilir.
Gelişmiş ülkelerden başlamak üzere dünya genelinde haftalık çalışma süreleri azalabilir.
2020'LERDE HANGİ ÜLKELER DAHA BAŞARILI OLABİLİR?
Küresel ekonomideki mevcut riskler ve fırsatlar göz önüne alındığında, aşağıda sıralanan politikaları ve stratejileri uygulayabilecek ülkelerin 2020'lere damgasını vurması sürpriz olmayacaktır.
Çalışanların yerine geçecek tarzda teknolojileri ön plana çıkarmaktan ziyade çalışanların üretkenliğini arttırarak ekonomik büyüme ve istihdamı birlikte yukarıya çekebilen teknolojileri geliştirmek.
Vergi adaletini sağlayarak gelir dağılımındaki bozuklukları gidermek.
Vergi ödemekten kaçınma ve kişisel verilerin korunması gibi kritik meselelere yönelik büyük teknoloji şirketlerini ve dijital platformları yola getirecek tarzda başarılı düzenlemeleri uygulamaya sokmak.
Borçluluk seviyesini yönetmeye ve uluslararası sermayeye olan bağımlılığı azaltmaya yönelik makro ihtiyati politikaları uygulamak.
Eğitimde ve iş hayatında gençlere yönelik fırsat eşitliği sunmak.
DTÖ'nün yapısı değişene kadar ikili ticaret anlaşmalarının sayısını ve kapsamını arttırmak.
Yenilenebilir enerji kaynaklarını çeşitlendirmek.