Dünyada lider diplomasisini en etkin yürüten liderlerin başında Cumhurbaşkanı Erdoğan geliyor. Hatta bu konuda Erdoğan'ı dünyada ilk sıraya yerleştirmek mümkün.
Sadece son bir aylık dönemde katıldığı zirve ve ziyaretleri, Türkiye'nin diplomatik aktivizminin boyutunu göstermesi açısından sıralamaya değer.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 Ekim'den bu yana, önce Arnavutluk ve Sırbistan ziyareti, ardından Kazan'da BRICS, sonra Bişkek'te Türk Devletleri Teşkilatı, bir gün sonra Budapeşte'de Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi'ne katıldı.
Pazartesi çok erken saatlerde gittiği Riyad'da İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi'nde bir konuşma yaptı. Oradan gece geç saatlerde Dünya Liderleri İklim Zirvesi'ne katılmak için Bakü'ye geldi.
Liderlik krizinin yaşandığı uluslararası sistemde, Erdoğan çok büyük bir tecrübeye sahip. Katıldığı her küresel zirvede sadece ülkesinin değil, öncelikle mazlum milletlerin ve insanlığın küresel sorunlarına adil çözüm perspektifini ortaya koyuyor. Yaşanan adaletsizlikleri, karşısında kim olursa olsun, net olarak dile getiriyor. Zirvelerde dikkat çekiyor, etkisini gösteriyor.
Son yıllarda, uluslararası zirveler daha çok ikili lider diplomasisine hizmet ediyor. Birçok zirvede, küresel sorunlar konuşulsa da ülkelerin meselelere yaklaşım farklılıklarından dolayı icraata geçirilecek etkili kararlar alınamıyor. Ancak yine de liderler, ikili görüşmeler açısından bu zirvelere katılımı önemsiyorlar.
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün benim de yerinde izlediğim COP29 adıyla düzenlenen BM İklim Zirvesi'ne katıldı. Burada bir konuşma yaptı. Türkiye'nin iklim krizi ile ilgili ortaya koyduğu politikaları dünya liderlerine anlattı. İklimle ilgili yasal düzenlemenin yakında Meclis'e geleceğini söyledi. Eşi Emine Erdoğan'ın himayesinde başlatılan ve küresel düzeye taşınan Sıfır Atık Projesi'nin iklim değişikliğiyle mücadeleye ilave güç kattığını vurguladı.