Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NEBİ MİŞ

Milletin muhataplığı ve feraseti

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarihi konuşmalarından birini daha yaptı. MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin terörün bitirilmesine yönelik açıklamalarına Erdoğan'ın ne diyeceği bekleniyordu. Erdoğan siyasetini anlamamakta direnenler, bu konularda "ayaküstü" açıklama yapmasını beklediler.
Halbuki Erdoğan'ın, geçmişten bugüne bu tür önemli dönemlerde yapacağı konuşmaları aceleye getirmediği biliniyor. Konuşmanın zamanlaması ve temasını siyasi seçkinlerin, medyanın ve kamuoyu oluşturucularının beklentilerinin değil, toplumun hissiyatının şekillendirdiği de geçmişe bakarak kolayca anlaşılır.
Seçimlerin ardından başlayan "siyasette yumuşama/normalleşme pratikleri", "iç cepheyi sağlam tutma çağrısı", "terörsüz Türkiye için yeni bir siyasi yaklaşım" çabası, Erdoğan'ın grup konuşmasıyla yeni bir safhaya geçti.
Siyasette oluşan bu yeni yaklaşımın, "bir fırsat penceresi" olarak "bir kez daha bulunmaz bir imkânı" ortaya çıkardığını toplumun geniş kesimleri görür.
MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin bu yeni yaklaşımın çağrısını bizzat yapması önemli. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sorunları çözme konusundaki tecrübesi bu fırsat penceresinin en güçlü yanı.
Erdoğan ve Bahçeli'nin konuşmalarında, "terörle mücadeleden vazgeçilmeyeceği" ve bu yeni yaklaşımın geçmişteki "çözüm sürecinin bir devamı" olmadığı belirtilmesine rağmen tartışma bu iki ana eksen ve "muhataplık" meselesi üzerinden yürütülüyordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasında son dönemde tartışılan bu ve benzeri birçok sorunun cevabı vardı. Önümüzdeki döneme dair kapsamlı bir çerçeve ortaya çıktı.
Erdoğan'ın konuşmasından anlaşılan...
Terörden beslenip terörün bitmesini istemeyenlerin, şiddetten nemalanıp şiddetin sona ermesine rıza göstermeyenlerin bu iyi niyetli yaklaşımı da sabote edeceklerinin bilinciyle hareket edilecek.
Bu bağlamda bu yeni yaklaşımın en önemli muhatabı millet olacak.
Irak ve Suriye'nin kuzeyindeki bölücü terör örgütü ve baronlarına herhangi bir çağrı yok.
Terörle mücadele aksamadan ve tavizsiz olarak devam edecek. Bu konuda yakında yeni adımlar atılacak.
Bozucu girişimler için bazı çevrelerin harekete geçeceğini tahmin etmek zor değil. TUSAŞ'a terör saldırısı bunu en başta gösterdi
Diğer taraftan bazı çevreler önümüzdeki dönemde başlatılan bu girişimi, doğrudan 2028 seçimleriyle ilişkilendirerek tartışacaklar. Dolayısıyla da bu sürece katkı yapmak yerine, iktidara yarar endişesiyle hareket edecekler.
Terör örgütünü destekleyen baronların açıklamalarını doğrudan siyasetin gündemine taşıyacaklar. Meseleyi demokratikleşme bağlamının dışına taşıyarak, "ne aldın ne verdin" düzlemine indirgeyecekler.
Bazı çevreler kronometre tutacak. Yapılacakları, süreyi, aktörleri önce kendileri belirleyecek. Ardından şu kadar zaman geçti bir ilerleme olmadı diye eleştiride bulunacak.
Bu yeni imkân için devletin tecrübesi vardır. İktidarın tecrübesi vardır. Siyasetin tecrübesi vardır. Toplumun tecrübesi vardır. Geçmişin tecrübesi bu yeni yaklaşımın selameti için kullanılırsa bu fırsat penceresi heba olmaz.
Milletin muhataplığı, siyasetin tümü ve her bir taraf için geçerlidir. Bu fırsat penceresinde kimin nerede durduğunu en iyi şekilde millet ferasetiyle analiz edecektir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA