Küresel piyasalarda geçen hafta olması gerekenin çok ötesinde bir iyimserlik vardı.
Dünyanın dört bir yanında sorunlar yaşanır ve dünya ekonomisi durgunluğa ilerlerken borsalar genelde olumlu bir havada seyretti, kötü haberler fazla dikkate alınmadı. Örneğin Frankfurt Borsası DAX Endeksi altı gün üst üste yükseldi, S&P 500 Endeksi cuma günü yeni bir rekor seviyeye ulaştı.
Oysa piyasalar açısından son dört yıldır en belirleyici olan Fed politikalarında ciddi bir dönüşüm yaşanıyor. Fed hafta içindeki toplantısında piyasadan yaptığı tahvil alımlarını aylık 10 milyar dolar daha azalttı. Fed Başkanı Janet Yellen bu gidişle alımların altı ay içinde sona erebileceğine, gelecek yılın ilkbaharında ise faiz artırımı gelebileceğine işaret etti.
Bu açıklama borsalarda önce bir satış dalgasına neden olsa da etkisi kısa sürdü.
Piyasalardaki etkisi şimdilik geçici olsa da Fed politikasındaki dönüşüm, özellikle gelişen piyasalar ve ekonomiler üzerinde baskı yaratmaya devam edecek. Mayıs ayından bu yana zaten gelişen piyasalardan fon çıkışları yaşanıyor, bundan sonraki dönemde borçlanma maliyetleri giderek yükselebilir.
RUSYA'NIN İŞİ BİTMEDİ
Geçen haftanın ilginç gelişmelerinden biri de piyasaların Ukrayna'daki gelişmelere verdiği tepkiydi. Rusya'nın Kırım'ı 10 gün içinde ilhak etmesi sonrasında gerginliğin azalması, Ukrayna'daki sorunların sona erdiği şeklinde bir algı oluşmasına yol açtı. Aslında Ukrayna üzerindeki kavga yeni başlıyor ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bunun farkında olduğu için Kırım'a girerek bir hamle avantajı yarattı. Kırım'ın uzun süren bir siyasi tartışmanın içinde kalması, Sivastopol'deki Rus deniz üslerinin kapanmasıyla sonuçlanabilirdi ve Putin bunun önünü baştan aldı.
Ukrayna geri kalanı için ise Rusya'nın algısı farklı; Putin etnik Rusların ve Rusça konuşan Ukraynalıların haklarını da koruyan bir federal yapıya geçilmesini savunuyor. Putin, Doğu Ukrayna'yı işgal etmeyeceklerini söyledi ama bu bölgede yaşayan Rusların hakları gözetilmediği sürece Ukrayna üzerindeki çekişme sürecek ve Rusya her zaman müdahale etmeye hazır bekleyecek.
Bu gelişmeler karşısında ABD ve AB, 30 kadar Rus ve Ukrayna vatandaşına yaptırım kararı aldı. Bunun hiçbir etkisi olmayacağından ABD ve AB'nin yeni yaptırım kararlarıyla Rusya üzerinde baskı kurmayı sürdürmesi beklenebilir.
Ukrayna olaylarının başından bu yana gözlenen süreç ve batının izlediği kışkırtıcı politikalar, amacın bağcıyı dövmek olduğunu ortaya koydu ve Rusya'ya yeni yaptırımlar geldikçe bu başta Avrupa olmak üzere zaten yavaşlayan dünya ekonomisi üzerinde yeni bir olumsuz etki yaratacak.
Örneğin Almanya'nın 6.200 şirketi Rusya'da faaliyet gösteriyor ve yeni yaptırımlar bu şirketlerin işleri için felaket anlamına geliyor.
ÇİN'DE İFLASLAR
Çin'de özel şirket tahvilinde temerrüt yaşanmasıyla bir ilk yaşandı ancak bunun ardından çorap söküğü gibi yeni iflaslar geliyor. Son beş yıldır ABD ve AB dururken dünya ekonomisinin ayakta kalmasında önemli rol üstlenen Çin, hem büyüme hızında yavaşlamayla hem emlak sektöründeki balonun patlamak üzere olduğu kaygılarıyla hem de rekor düzeyde artmış kredilerde yaşanan iflaslarla S.O.S sinyali veriyor ve Çin'deki kötü gidişin hızlanması piyasaları ve dünya ekonomisini alt üst edebilir.