İnsanların büyük çoğunluğunun bir cilt bakım rutini olmadığını öğrenmek benim için sürpriz olmaz.
Bu aslında her gün diş fırçalamamak kadar ağrılı sonuçlar yaratmaz ama görünümünüz ve fiziksel yaşınıza etkileri göz ardı da edilemez. Kendinize zaman ayırın ve tıpkı dişlerinizi günde iki kere fırçaladığınız gibi cildinizi de iki kere sabah akşamyıkayın!
Günlük cilt bakımınız her şeyden önce cildinizin ihtiyaçlarını karşılamak için uygun maddeler içermeli, basit ve hızlı olmalıdır. Cildinizi besleyin, anti-aging ürünler ile destekleyin, nemlendirin ve güneş kremi ile koruyun. Eğer akne, cilt tonu eşitsizliği, yaşlılık gibi endişeleriniz varsa bakımınızda bazı küçük değişiklikler yapmanız gerekebilir.
İşte adım adım cilt bakımı:
1- Yumuşak bir temizleyici kullanın: Yüzünüzü günde iki kere yumuşak bir temizleyici ile yıkayın. Bu; makyajı, ciltteki kiri temizler, ölü hücrelerde birikmiş yağı ortadan kaldırır. Sizin için en uygun olan temizleyiciyi ancak deneme yanılma ile bulabilirsiniz. Yüzünüzü yıkadıktan yarım saat sonra cildinizi kuru ve gergin hissediyorsanız kullandığınız temizleyici size sert geliyordur.
Bu nedenle onu bırakın ve başka bir tane deneyin. Glikolik ve salisilik asit gibi hidroksit asit içeren temizleyiciler çoğu insan için yararlıdır.
Çünkü onlar cildi temizleme esnasında cildin nemini koruyarak pul pul görünümün ortadan kalkmasına yardımcı olur. Cilt tipinize bağlı olarak her gün, haftada iki ya da bir kere AHA/ BHA içerikli cilt temizleyicileri kullanmalısınız.
AHA (Alfa hidroksi asitler) ve BHA (Beta hidroksi asitler) daha pürüzsüz bir cilde kavuşmanızı sağlamak için ölü deri hücrelerini gideren kimyasallardır. Cildin ölü hücrelerden arınması; yaşlanma, güneş hasarı, koyu lekeler ve akne etkilerini gidermek için gereklidir.
Eğer akne şikayetiniz varsa; akneye özel içerikli, özellikle benzoil peroksit içeren ürünleri kullanmalısınız. Benzoil peroksit, akneye karşı birçok yolla savaşır.
Oksitlenici yapısıyla ve iltihap önleyici olarak benzoil peroksit, cilt yüzeyindeki sivilceleri kurutmaya yardım eder.
Eğer benzoil peroksitin cildinizi kuruttuğunu fark eder ve bundan rahatsız olursanız cildinize nemlendirici sürmekten korkmayın. Bu cildinizi kötüleştirmeyeceği gibi tedavisine de yardımcı olur.
2- Tonik uygulayın: Cildimizi yıkadıktan sonra ise sabunun alkalik yapısı sebebiyle PH dengesi bozulur. Bu durumda ise cilt dengeyi geri kazanmak için normalden daha fazla çalışma ihtiyacı duyar ve bu da yağlanmaya yol açabilir.
Ancak, tonik kullanımı dengenin hızlı bir şekilde tekrar sağlanmasına yardımcı olur. Tonik kullanımı gözeneklerin kapanmasına ve hücre boşluklarının daralmasına yardımcı olarak, kirliliklerin ve çevresel atıkların cilde yayılmasını azaltır. Bazı toniklerin nemlendirme özelliği vardır ve nemin ciltte tutulmasına yardımcı olurlar. Tonik, cildinizdeki yağın ve kirin temizlenmesini sağlayarak cildinize tazelik kazandırır. Sağlığımızı ve cildimizin görünüşünü olumsuz yönde etkileyen birçok toksin endüstriyel kimyasallardan gelmektedir. Tonikler ise sigara, sis ve diğer kimyasal maddelerin cildinizden atılmasını sağlar. Bu sayede cildiniz daha parlak ve daha sağlıklı görünür. Uzun vadede ise daha az akne, daha az akne izi ve daha az kırışıklık gibi faydaları vardır.
3- Tedavi ve onarım: Eğer cilt tonu eşitsizliği, cilt kırışıklıkları, lekeler ve sivilceler gibi sorunlarınız varsa; nemlendirici uygulamadan önce retinol içerikli özel formüllü onarıcı ve tedavi edici ürünlerden kullanmanız gerekir. Bunların nasıl uygulanması gerektiğini ambalaj üzerinde bulunan yönergelerden takip edebilirsiniz.
Bazıları sadece gece kullanıldığı gibi gecegündüz kullanılanları da mevcuttur
CİLDİNİZ ZARAR GÖREBİLİR
4- Nemlendirin: Yüzünüze her sabah güneş korumalı bir nemlendirici uygulamalısınız.
Geceleri ise bitki özleri ile zenginleştirilmiş, antioksidan özellikli, güneş koruyucu olmayan bir nemlendirici tercih etmeniz ve cildinize uygulamanız gerekir. Nemlendiriciler, cilt yüzeyinde ince bir film tabaka oluşturarak, suyun buharlaşmasını engelleyip içeriğindeki su tutucu ajanlar sayesinde cildin ideal nem seviyesine ulaşmasını sağlar.
Cildin susuzluğunu giderirler, nem dengesini korurlar, su kaybına bağlı ince kırışıklıkların oluşmasını önlerler.
Bana bu rutinin her gün uygulanmasının çok mu gerekli olduğunu soruyorlar.
Şöyle ki, ben bunu diş fırçalamaya benzetiyorum. Nasıl iki-üç gün dişlerinizi fırçalamadığınızda diş ve diş eti sağlığınız zarar görür, sararır ve gülümserken kendinizi güvenli hissetmezseniz; cildinize her gün bakım yapmadığınızda benzer zararları görecektir.
Nemlendirme neden en önemli adım?
Su, sağlığımız için o kadar önemlidir ki; deri de dahil olmak üzere tüm organ sistemlerinin, kan dolaşımından sürekli elde ettiği bir nemlendirme sistemi vardır.
Ciltteki bu nemlendirme sistemi cildin ihtiyaçları ve dahili su kaynağı arasındaki devamlı dengeyi sağlayarak; senkronize şekilde çalışan damarlar, ter ve yağ bezleri ile su tutucu ve su çekici moleküllerden oluşur.
Hücre zarları sağlıklı olduğunda hücreler sıvı ile doludur. Cildin her tabakası, yapısını nemli tutabilmek için nemlendirici moleküller barındırır. Örneğin dermis, öncelikle hyaluronik asit gibi GAG'lar tarafından nemli tutulur. Aslında, tüm vücudun ihtiyacını karşılayan ve su çekici özelliği olan hyaluronik asidin yarısı dermiste yer alır.
Dermisin hemen üstünde epidermis bulunur. Deri hücreleri epidermisin alt katmanında bölünür ve üstlere çıktıkça düzleşip ölmeye başlar. Bu süreçte yavaşça içlerindeki suyu ve yapısal lipitleri serbest bırakırlar. Bu sebeple yüzeysel deri hücreleri artık canlı ya da işler olmadığı halde, su tutmalarını ve ciltten atılana kadar nemli kalmalarını sağlayan yapısal lipitler, yağ asitleri, kolestrol ve seramidlerle çevrilidir.
Bu, vücudunuzun dışarıdaki koruyucu kalkanıdır.
Cildin daha fazla nemlendirilmesi için yağ bezlerinden gelen su tutucu sebumlar cildin yüzeyine akar ve suyun kaçmasını önlemek amacıyla, stratum corneum'daki lipitlerle birlikte cilt yüzeyinde yağlı bi kalkan oluşturur.
Cilt bakım ürünlerinin içerisinde bulunan sodyum pyrolidon karboksilik asit (sodyum PCA) gibi doğal nemlendiriciler ve seramid, cildinizde zaten var olan nemlendirici moleküllerdir.
Cildimizde nemli bir görünümü tercih ederiz fakat hücrelerin su dolu ve birbirine sıkıca bağlı olması için, transepidermal su kaybını (deri yoluyla kaybolan su- TESK) engellemek doğanın biyolojik amaçlarındandırr.
TESK, cildin içerisindeki nemin atmosfere kaçışı olarak ifade edilir. Eğer bu nem, stratum corneum'un üst katmanlarına çıkamıyorsa, cildin derinliklerinden kaçamıyor demektir. Kaçınılmaz olarak hücre içi su rezervlerinin bir kısmı buharlaşarak atmosfere karışacaktır.