G20'ye gelinceye kadar gerçekleşen ve bizzat katılım gösterdiği son dönemdeki uluslararası toplantıları kısaca hatırlayalım...
NATO'nun 75. Yıldönümü- Washington DC, BM Genel Kurulu-New York, BRICS Zirvesi-Kazan (Rusya), Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi- Bişkek (Kırgızistan), Avrupa Siyasi Topluluğu-Budapeşte (Macaristan), İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Ortak Toplantısı-Riyad (S. Arabistan), BM İklim Zirvesi COP29-Bakü (Azerbaycan), G20 Zirvesi-Rio de Janeiro (Brezilya)... Ve önümüzdeki ay Mısır'da gerçekleşecek D8 Toplantısı...
Bu arada gelişen Sırbistan ve Arnavutluk ziyaretleri de listenin bir başka boyutu.
Acaba dünyada kaç devlet başkanı üç ay içinde bu kadar geniş kapsamlı ve tematik küresel nitelikli platformlarda boy gösterebilmiştir?
Tıpkı Rio'da olduğu gibi iştirak ettiği tüm toplantılarda siyonist İsrail'in durdurulması gerektiğini söylemiş, masum Filistinliler adına insanlığın sesi olabilmiştir.
Öyle ki... Rio'daki G20'de küresel açlık ve yoksullukla mücadelenin genel bir başlık olarak ele alınması planlanmışken bu ezberi bozarak Gazze'deki insanlık dramına, bombaların yanında aç bırakılarak ölüme terk edilen masum ve mazlumlara kim dikkati çekebilmiştir?
Şurası açık bir gerçek ki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, uluslararası toplantıların aranan ve merak edilen sayılı liderlerinden biri olarak tutarlılığı ve samimiyeti ile ciddi etkiler uyandırmayı sürdürüyor. Son yılların en zayıf organizasyonlarından birine sahne olan Rio'da bile Erdoğan gerek zirve marjındaki konuşması gerekse ikili görüşmeleriyle şartları en verimli değerlendiren lider oldu.
Netice olarak...
Arayışı, "barış, istikrar, refah, adalet ve kalkınma" olan tüm liderlerin başvuracağı "Erdoğan Markası", yeni dünya için ilham kaynağı olarak tarihte de hak ettiği yeri alacak!