Bugün, 20 Temmuz... Kıbrıs Barış Harekâtı'nın 50. yıldönümü. Her iki harekâta da katılan, Beşparmak Dağları'ndaki koruganda ele geçirdiği Yunan bayrağı ile gazi olarak Türkiye'ye dönen Babam Cemil Müderrisoğlu'na, Kıbrıs Türkü için varını yoğunu ortaya koyanlara selâm olsun. Şehitlerimizi rahmet, gazilerimizi şükranla yâd ediyoruz.
20 Temmuz sembolizmiyle Ada'nın, kuzey ve güneyi iki ayrı etkinliğe sahne olacak... Bir yanda yarım asırdır Kıbrıs'ta kan dökülmesinin önüne geçen Türkiye Cumhuriyeti duruşu... Diğer yanda Kıbrıs'ı sadece Rum-Yunan adası yapma hayalinden vazgeçmeyen Enosis taraftarlığı.
Kıbrıs, günümüz şartlarında hiç de rahat değil. Bunun başlıca sebebi ABD ve İsrail politikaları. Pentagon'un Kıbrıs Rum Kesimi'ne silah ambargosunu kaldırması, Rumların KKTC sınırı boyunca 250 ağır silah mevzii kurması başlı başına mesele. Buna şimdilerde Rum limanlarının İsrail savaş makinesinin işletilmesi için verdiği desteği de eklemek lâzım. Ada artık, Ortadoğu'daki sorunların fiili parçası, hatta hedefi haline gelmiş durumda.
***
ABD demişken...***
Bu vesileyle Suriye sorununa tekrar değinmek isterim...
İlk bilgiler gösteriyor ki... Rusya'nın kolaylaştırıcılığında, üst düzey Türk ve Suriye istihbarat yöneticileri yakın gelecekte bir araya gelecekler. Ankara'nın ciddi biçimde Suriye rejimi ile görüşme sürecini başlatma kararlılığı, Şam'ın ilk yanıtları bizi şu noktaya götürüyor:
"Birkaç aya kalmaz ABD yönetiminde -şu veya bu yönde- değişim yaşanacak ve bu değişiklikler Türk-Amerikan ilişkilerine ilk etapta Suriye'de yansıyacak. Rusya, Ukrayna savaşının kontrol altına alınması halinde yeniden Suriye ve Ortadoğu'ya dönecek. Çin, Suudi Arabistan, BAE de Suriye-İran-Irak- Filistin-Mısır konusunda atılacak adımlara müdahil olacak. Bu şartlar altında dış eller fazlaca karışmadan 'Suriye Masası' kurulması Türkiye'nin çıkarına hizmet edecek!"
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Okan Müderrisoğlu | 20 Temmuz... Zamanın Ruhu... Zorluklar, Zorunluluklar...