Ankara; kurumların, kuralların kenti olduğu kadar siyasi ve bürokratik yönüyle duyumların, kendi kendini doğrulayan kehanetlerin de kentidir. Bu nedenle, bilhassa devlet idaresinin kişiselleşmiş ajandalardan arındırılması çok önemlidir... Kendisi; dikkatli bir dil kullanmaya, isimleri, stillerini, kararlarını tartışma konusu yapmamaya özel özen gösterdi. Hele ki bahsedilen isim, siyasi becerisi yanında bakanlığı dönemindeki iş yapma tarzı ile ön plana çıkmış etkin bir karakterse...
Dedi ki...
"Biz, bakanlığı bir başka partiden devralmadık. AK Parti 21 yıldır iktidarda. Bakanlık bünyesindeki atamalar, performansa, görevin gerekliliğine göre yapılıyor. Bu kadar basit!"
Siyasi diplomasiden izler taşıyan bu izah biçimi, kamuoyunda ve Başkent kulislerinde dozu giderek artan, hatta ortamı enfekte eden dedikodulara set çekme niyeti de taşıyordu... Dün, "Ankara 90 Toplantısı'nda idik." Yani, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın, 90 günlük icraatının bilançosunu inceledik. Hassas meselelere değinmeden önce, bir gözlemimi yansıtmak isterim. İçişleri Bakanlığı Güvenlik ve Acil Durum Koordinasyon Merkezi (GAMER) devletin, devlet olduğunu ve büyüklüğünü gösteren kapasite ve teknolojiye sahip. Medya temsilcileri ile düzenlenen toplantı öncesinde GAMER'in o etkileyici mekânında, bir oda orkestrasının olması ve hepimizin kulağının aşina olduğu parçaları icra etmesi çok zarifti. Kurumsallık, gelenek, kalite, bürokrasinin lacivert-siyah ortamının sanatla soluklandırılması her bakımından not edilmesi gereken bir boyuttu.
Gelelim kritik bazı başlıklara...
Elbette, Sn. Bakan'a soru sorulurken doğrudan isim verilmedi ama... Bir süredir Ankara'da, eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu odağına alan yorumlar, "adamları kazınıyor" (ne demekse) diye köpürtülen, sinir uçlarına basan bir söylem hâkimdi. Bakan Yerlikaya, halen görevde olanların veya yeni görevlendirilen isimlerin tamamının AK Parti dönemindeki yerini anımsattı ve bir manada bayrak değişiminin doğal karşılanması gerektiğini ifade etti. Dünü hedef alan bir politika tarzını benimsemedi, operasyon çekildiği intibaı uyandırmadı.
Veya...
FETÖ soruşturması ya da takibatı geçiren muhtelif isimlerin, Bakanlığa ve emniyet teşkilatına döndürüldüğü iddiaları için... "Türkiye hukuk devleti. Mahkeme kararları uygulanmak zorunda" dedi. Spekülasyona ve tereddüde mahal bir durum olmadığını belirterek, son noktayı koydu.
Veya...
Bir organize suç örgütü elebaşının yakalanmasına dönük son hadiseyi ve önceki dönemle ilişkilendirilmesini soranlara, "Ankara emniyeti görevini yapmıştır. Konuyu mahkemeye intikal etmiştir" demekle yetindi. Sonra, şu uzun cümleyi kurma gereğini hissetti:
"Organize suç örgütleriyle ilgili olarak Sn. Cumhurbaşkanımızın güzel bir ifadesi var: 'Şehir eşkıyalarının da tepesine çökeceğiz, onların da nefesini keseceğiz' diyor. Bu kararlılık devletimizde, hükümetimizde çok güçlü bir şekilde var. Geçmişte de vardı. Bugün de var. İçişleri ailesi olarak suç örgütlerine şunu söylüyoruz: 'Suç işlemede kibirlenenler kendini üstün görenler...' Hukukun bize vermiş olduğu güçle, aziz milletimizin duası ve desteğiyle hakkınızdan geleceğiz. Adalete teslim edeceğiz!"
Bakan Yerlikaya'nın değerlendirmeleri sadece istifhamları gidermeyle sınırlı değildi. Terörle mücadele, düzensiz göç ve bu işin organizatörlerine yönelik önlemler, uyuşturucu tacirlerinin üstüne üstüne gitme, siber suç sahasının takibi, yasadışı bahis ve çocuk istismarına karşı proaktif tedbir geliştirme, deprem bölgesinde hayatın normalleştirilmesi konularını da içeriyordu. Üstelik bu mühim hususlarda, farklı şehirlerde, belirli tarihlerde, düzenli bilgilendirmeler yapılacağını ve uygulama sonuçlarının şeffaf iletişim stratejisi ile halka aktarılacağını da sözlerine ekledi.
Kanaatim o ki...
Her yiğidin bir yoğurt yeme şekli var. Belli ki görünür gelecekte İçişleri'nde, mülki idarenin birikimi ve devlet kodları korunurken, aşama aşama yapısal değişim de gerçekleştirilecek.