Hatırlanacağı üzere 2018 yılındaki seçimlerde CHP'nin en büyük fiyaskosu, sandıklardan doğru ve düzenli veri akışını sağlayamaması olmuştu. Hatta o günkü CHP adayı Muharrem İnce, 4 milyon oya karşılık gelen 13 bin sandıkta gözlemci görevlendirilmediğini öne sürmüş, sonradan kanlı bıçaklı hale geldiği CHP Genel Merkezi ise 1.675 sandıkta müşahit bulundurulmadığını ama sandıkların yüzde 98'ine hâkim olunduğunu savunmuştu.
5 yıl önce CHP'nin sandık veri işleme sürecini yöneten Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel bugün de aynı işin başında. Adıgüzel, "Seçim günü veri akışının nasıl sağlanacağı, diğer siyasi partiler, haber ajansları ve gönüllüler arasında koordinasyonun ne şekilde işletileceği" noktasında geçmişten ders almışa benziyor!
Kaldı ki seçim güvenliği ve sandığın güvenilirliği adına olması gerekenler belli: Sandığa atılan oyla, sandıktan çıkan oyun birebir örtüşmesi ve bu amaçla bütün partilerin üstüne düşeni yerine getirmesi. Sandığa sahip çıkması, sandık sonuçları ile YSK'ya ulaşan tutanakların sağlamasını yapması, kesintisiz veri iletimine ilişkin tedbirleri alması…
***
Şimdi gelelim bam teline…