Seçim gündeminin erkenden hızlandırılması, 6'lı masaya dair tartışmalar, kayıt dışı siyaset unsurlarının açık ve örtülü faaliyetleri... Hepsi malûmun özeti gibi. Ama bu başlıkların hiçbiri, hükümet etme sorumluluğunu üslenmiş kadroları, haliyle AK Parti teşkilatlarını rehavete sürüklememeli.
Evet, muhalefeti konsolide etme çabaları artarak yoğunlaşacak. 6'lı masa bileşenlerinin ayrışma noktaları ise bu partilerin arasındaki mevcut doku uyumsuzluğundan ziyade, iktidarın bu yöndeki beklenti veya çalışmaları ileri sürülerek izah edilmeye çalışılacak.
Lâkin... Dikkat edilmesi gereken hususlar aslında çok daha başka!
Neden? Çünkü muhalefeti, 2023 planlaması ile motive eden aktörlerin muhtelif hazırlıkları bize buzdağının altına bakmak gerektiğini söylüyor da ondan!
Belli ki...
Dönemsel olarak ivmelenen ve ağırlıklı olarak iktidarı hedef alan, haliyle seçmen tercihlerini zehirlemeyi amaçlayan dışsal faaliyetler, psikolojik harekât enstrümanı olarak devam edecek.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın devlet liderliği ile AK Parti lideri kimliği arasındaki makasın açılması teşvik edilecek. Erdoğan'a değil ama partisine fatura kesilmesine dair senaryolar alttan alta işlenerek aslında Erdoğan'ın siyasal gücü ve yönetime yansıyan özgün yönleri aşındırılacak.
Kabine, Külliye ekibi, AK Parti Genel Merkez ve Meclis Grup yönetimi, AK Parti'yi destekleyen sivil yapıların her biri ya kurumsal ya da kişisel algı operasyonlarından nasibini alacak!
Homojen olmayan iktidar resmi etrafında toplanan politik veya diğer aktörlerin zayıf noktalarına atak yapılacak.
Şayet oluşturulabilirse... "Ön yargıyla bezeli muhalif içerikli fikri iklim" sayesinde, pek çok insan meşru müdafaada bırakılacak. Yani.. Yanlışın yanında doğruların da kaynayıp gitmesi sağlanacak.
Bilgi kirliliği, asimetrik enformasyon, dedikodu, duyum ve yalana dayalı kitle yönlendirmesinin dozu yükseltilecek.
Polemik konusu haline getirilebilecek hemen her icraat, memleketin hayrına olan yönleri ile değil de üzerine örtülen karanlık örtü altında konuşulacak.
Bağlamından koparılan söz veya herhangi bir şahsın nev'i şahsına münhasır değerlendirme biçimi, bütün bir iktidar siyasetinin öznesi gibi sunularak, anlaşılır zemininden uzaklaştırılacak.
***
Demem o ki...