Karanlık senaryo yazanların gürültüsünün fazlasıyla hissedildiği bugünlerde, sadece Avrupa'da olup bitenlere bakmak bile epeyce ezberi bozmaya yetiyor. Bilhassa enerji sahasında yaşananlar Türkiye'nin özgün konumunu teyit ediyor. Bakınız, dün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan gündeme dair soruları cevaplandırırken Rusya, İran, Azerbaycan'la yapılan anlaşmalara değinerek, "İngiltere ve birçok Batı ülkesinde (enerjide) sıkıntı devam ediyor. Bizim için bir sıkıntı söz konusu değil" dedi.
Bu noktada hakkını teslim edelim! Enerji Bakanlığı sırasında Berat Albayrak, "Yeşil Kitap" başlığı altında toplanan stratejik yol haritası hazırlamıştı. Yerli ve yenilenebilir enerjinin teşviki, doğalgaz depolama kapasitesinin artırılması, yüzer sıvılaştırılmış doğalgaz depolama ve gazlaştırma ünitesi temini, doğalgaz-petrol arama ve sondaj gemilerinin satın alınması...
Nitekim...
Karadeniz'de keşfettiği 540 milyar metreküplük doğalgaz ile enerjide kendi kendine yeten ülke olma idealine bir adım daha yaklaşan Türkiye var bugün. Eş anlı olarak uzun süreli doğalgaz kontratları sayesinde kışa kaygıyla girilmiyor.
***
Geçenlerde Enerji Bakanı Fatih Dönmez de madalyonun bir başka yüzüne değinmiş ve elektrik-doğalgaz-akaryakıt fiyatlandırmasında devletin ciddi fedakârlık yaptığını söylemişti. Bu beyanın hakiki anlamı için Avrupa'ya bakmak yeterli. Enerji devi olarak bilinen İngiltere'de yılbaşında megawatt saat başına 22.56 Euro olan doğalgaz birim fiyatı Eylül'de 2.5 kat artışla 57.81 Euro'ya yükseldi. Benzeri durum Almanya, Hollanda, İtalya için de geçerli. Türkiye'de ise Ocak 2021'de megawatt saat başına 13.70 Euro olan doğalgaz birim fiyatı Eylül'de 21.27 oldu. Ama vatandaşa yansıması gereken fatura genelde sübvanse edildi.
Aynı şekilde İngiltere'de 9 ayda elektrik maliyeti üçe katlandı. Avrupa, enerji kriziyle boğuşurken Türkiye'nin tedbirli duruşu mutlaka önemsenmeli. Tabii ki küresel gelişmelerin bize de olumsuz etkileri oluyor. Ancak hükümetin; konutlarda kullanılan elektrik ve doğalgazın fiyatını olabildiğince makûl seviyede tutmaya çalıştığı, dar gelirlilerin elektrik faturasını üstlenecek mekanizmalar kurduğu da göz ardı edilmemeli.
***
KILIÇDAROĞLU İLK SINAVI GEÇEMEDİ, BAKALIM İKMALİ VEREBİLECEK Mİ?
Devlet-millet meselelerinde, iktidarla muhalefetin, polemiklerden sıyrılarak ortak paydada buluşabilmesi, sağduyu sahibi herkesin arzusudur. Yakın tarih, "siyaset üstü yaklaşım" noktasında, takdire şayan az sayıda örneği içerir.
Bugüne geldiğimizde hafızalarımız bizi, Şubat 2021'e götürüyor. Hatırlanacağı üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatı ile MSB Hulusi Akar ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu ziyaret etmiş ve "Gara Operasyonu'nu" detayıyla anlatmıştı.
Unutanlar için sonrasını hatırlatalım.
Kılıçdaroğlu, bilgilendirmenin ertesi günü, 13 vatandaşımızı şehit eden PKK'lı teröristlere iki laf etmek yerine, yine takıntılı hedefine yönelmiş ve Cumhurbaşkanı'nı sorumlu tutmuştu! Haliyle Erdoğan da sözünü esirgememiş ve "...Bu ne yüzsüzlük ya? Bilgilendirsinler diye sana Milli Savunma Bakanımı, İçişleri Bakanımı gönderiyorum. Sen, utanmadan Cumhurbaşkanı'na fatura kesmeye kalkıyorsun. Sen teröristlerle kol kola Ankara'dan İstanbul'a yürüyebilirsin ama biz teröristlere karşı mücadelemizi sürdüreceğiz" demişti!
Kemal bey ve kurmayları bu kez Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu ile görüştü. Dünkü görüşme Kılıçdaroğlu'nun, Başkan Kavcıoğlu'nu, faizle ilgili kararları nedeniyle vatana ihanetle suçlamasının ardından gerçekleşti!
CHP genel başkanı, bilinen görüşlerini kameralar önünde tekrar etti. Anlaşılan o ki görüşme, karşılıklı keskin mesajlara da sahne oldu. Bakalım ilerleyen günlerde CHP tarafı, Merkez Bankası'nın kurumsal kimliğine mi sahip çıkacak yoksa Cumhurbaşkanı'na vurmak için son görüşmeden manipülatif malzeme mi türetecek?