Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Merkez Bankası’nın çizdiği tablodan yansıyanlar...

Kim ne derse desin Türkiye, şeffaflık ve hesap verebilirliğin tecelli ettiği bir ülke. Örneğin, dün Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'na sunum yaptı, milletvekillerinin eleştirilerini yanıtladı. Siyasi polemik konusu olan (döviz rezervlerinin seyri ile ilgili taktik söylemler dahil olmak üzere) başlıklar sadeleştirildiğinde karşımıza çıkan tablo ve izlenecek yol haritası aslında çok net.
Özellikle vurgulamak gerekirse...
Türkiye gibi dışa açık ekonomilerin, uluslararası piyasalardaki gelişmelerden etkilenmesi kaçınılmazdır. Yani... Bugünkü sıkıntıların ister istemez dışarıdan ülke ekonomisine yansıyan faturası vardır. Tam da bu nedenle, belirsizliğin hakim olduğu küresel ortamlarda, içeriyi sağlam tutmak esastır. Onun da belli başlı kriterleri mevcuttur. Ölçülebilir mali göstergelerin yanında, psikolojik faktörler ve moral unsuru da mühimdir.

***


Merkez Bankası Başkanı'nın 44 sayfalık sunuşundan da anlaşılıyor ki...
Uluslararası gıda fiyatları yüksek seyrediyor. Bunda, pandemi kriziyle başlayan arz kısıtlarının, ülkelerin stoklara yönelmesinin ve kuraklığın etkisi büyük.
Global enerji ve endüstriyel metal fiyatları da kısmi normalleşme dönemi ve dış ticaretin hareketlenmesiyle ikiye katlanmış görünüyor. Oynak fiyatlara bilhassa doğalgaz tedarikinde AB, Rusya ve ABD arasında sertleşen politik manevraların maliyeti de yansıyor.
Uluslararası taşımacılık bedelleri artış eğilimini sürdürüyor, buna karşın malların temin süresi uzadıkça uzuyor.

***


Türkiye'deki tüketici fiyatlarının çizdiği grafiğe bakıldığında ise...
Halen yüzde 19.58 seviyesindeki TÜFE'de "7 puan gıdadan, 5 puan temel mallardan, 4.2 puan hizmetler sektöründen, 2.8 puan enerjiden, 0.1 puan da alkollü içecekler ve tütünden" ileri geliyor. Bir bakıma, küresel gelişmelerin benzeri, ülkemizde de tezahür ediyor. Ve bu durum, Türkiye'nin bulunduğu lig bakımından yüzde 20'ye yaklaşan enflasyonun acilen ve mutlaka tek haneye doğru çekilmesi gerektiğini gösteriyor. Buna karşın... Enflasyonla mücadelenin, pandemi şoku yaşayan ve yeni yeni toparlanan ekonomideki canlanmayı bıçak gibi kesmemesi gerekiyor!

***


Eldeki verilere göre...
Merkez Bankası'nın faiz politikası ile etkileyebildiği enflasyon göstergeleri ile cari enflasyon arasında en az 5 puanlık marj söz konusu. Ancak bu kısıtlı hareket alanının, piyasa ile ilişkiler, güven endeksi ve yatırım araçlarının değerlenme trendi ile uyumlu değerlendirilmesi hayati önem taşıyor.
Ticari kredi büyümesi tarihi ortalamanın altında kalırken, bireysel kredilerde yukarı yönlü eğilim gözleniyor. Bu da demek oluyor ki yatırım ve işletme kredilerinin maliyetini azaltacak, Kredi Garanti Fonu'nu da içerecek ince ayar reçetelerine hâlâ ihtiyaç var.
Merkez Bankası döviz rezervleri toparlanırken, yabancı para mevduatı azalış, TL mevduatı artış patikasında ilerliyor.
* Dış ticaret ve turizm gelirleri umut vaat ediyor, cari denge de dezenflasyonist çabalara katkı sağlıyor.

***


Ve nihayet...
Görünür gelecekte...
Jeopolitik riskler ve ülke içinde uygulanmak istenen kirli muhalif senaryolar da dikkatle not edildiğinde, ekonomi adına şu hususu da eklemek görev haline geliyor...
Kamu mali disiplini hassas ve lüzumludur. Lakin... Bütçe imkanları kullanılırken toplumun mali açıdan kırılgan kesimleri, dar ve sabit gelirliler ekstra gözetilmeli, bir iki yıl içinde tamamlanacak yatırımlara kesinlikle öncelik verilmelidir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA