Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

İki kitap... Küresel adalet arayışına katkı

Küresel adaletsizlik "sistemik olarak" sorgulanacak ise başlangıç noktası BM Güvenlik Konseyi olur. Adaletsizlikle insanlık adına büyük yüzleşme yaşanacaksa "ibretlik merkezi" kesinlikle Afrika'dır.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile eşi hanımefendi Emine Erdoğan'ın eş zamanlı olarak yayımlanan kitapları, "yeni dünyanın doğum sancılarını" iliklerimize kadar hissetmemize yol açıyor.
"Daha Adil Bir Dünya Mümkün" (Recep Tayyip Erdoğan)
... 21. yy'ın başında uluslararası toplum yine bir felâketin eşiğinde. ...Salgın, düzensiz göç, terörizm, küresel ısınma, kuraklık, açlık, adaletsizlik, sürdürülebilir büyüme açığı, başarısız devletler ve iç savaşlar tüm dünyayı tehdit eder hale geldi.
... Ticaret savaşlarından diplomatik gerilimlere, yükselen ırkçılık ve tepkisel popülizmden korumacılığa kadar pek çok olgu bize küresel bir çatışma riskinin artışını gösteriyor.
... BM Güvenlik Konseyi, tarihi boyunca kendinden beklenen görevleri yerine getiremedi. Dünyayı, (BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyesi) 5 ülkenin hırs, çıkar ve kaprislerine teslim edemeyiz. Israrla diyoruz ki: "Dünya, 5'ten büyüktür!"

***


"Afrika Seyahatlerim" (Emine Erdoğan)
... Somali'ye 2011 yılındaki ilk ziyaretim unutamadığım anılarım arasındadır. ...Açlıktan yavrularını kaybeden annelerin acısını hissetmek için tercümana gerek yoktu. O gün ağladığım kadar hayatım boyunca hiç ağlamadım. Çaresizliğin ortak dili "gözyaşıydı!"
... Afrikalı kadınların ve çocukların sorunlarına özellikle eğiliyor, kanayan yaralara bir nebze olsun merhem olmak istiyorum. ...Onlarca çaresiz kadının alın teri, hayata dair tek ümitleri olan el emekleri, 1 dolara satın alınıp, Batı başkentlerinin pahalı butiklerinde çok yüksek bedellere satılıyormuş. O çaresiz kadınların elinde koskoca bir umutsuzluk kalıyormuş. ...Ankara'nın tarihi Hamamönü semtinde eski bir Ankara konağını kiralayarak "Afrika El Sanatları Pazarı ve Kültür Evi"ni açtık. Üç yıl önce kurduğumuz bu mekânda, Afrika'nın birçok ülkesinden kadınların el emeği ürünleri satışa sunuluyor. Ve bu mekan, Afrika'nın Türkiye'deki sesi olma çabasıyla faaliyet gösteriyor.
... Afrika seyahatlerim, benim için "kapağı kapanmayacak", ömrüm vefa ettikçe yeni satırlar eklenecek bir defterdir. Bu defterin temiz sayfalarına, huzur ve refah dolu satırların yazılmasını içtenlikle arzu ediyorum.

***


PERŞEMBE GÜNÜ MÜ, SONRASI MI?
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun iki gün sonra açıklayacağı "faiz kararı" günler öncesinden bir dizi pozisyonlamayı beraberinde getirdi bile!
Türkiye özelinde, "enflasyon-faiz ilişkisine" dair değerlendirmenin artık bir "sürpriz etkisi olmadığı" -istense de istenmese de- realite olduğuna göre, şu üç hususa bakmakta fayda var:
1- Yatırım araçlarında "makûl reel getiri beklentisi" veri kabul edilmektedir. O halde getiri marjı, hangi dönem için dikkate alınacaktır?
2- Faiz hadlerini, enflasyona göre kurgulayan piyasa aktörleri, fiyatlar genel seviyesinin bugününe mi yoksa yılsonuna ve sonrasına uzanan seyrine mi bakmalıdır?
3- Enflasyon demişken... Talep enflasyonunun yerini maliyet enflasyonuna bıraktığı bir dönemde, faiz baskısı yaratmanın izahı ne derece rasyoneldir?
İşte bu durumda mühim olan...
İki taraflı işlemesi gereken "güven ilişkisi!" Piyasa, Merkez Bankası'na güven duyduğu kadar güven de vermeli. Elbette Merkez Bankası da iletişim stratejisinde piyasa aklını göz ardı etmemelidir.
Gelinen aşamada anlıyoruz ki...
Bu faiz ve kur sahnesinin oyuncuları, dışarıdakiler kadar içimizdekiler de. Ve üstelik faiz lobisi dediğimiz organize yapıların peşine takılabilen bizim mahallede büyüyenler de ayrı bahis...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA