Türkiye'nin ortağı olduğu, binden fazla parçasını üretmeye devam ettiği ve 1.4 milyar dolar ödeme yaptığı yeni nesil savaş uçağı F35'lerle ilgili ilginç gelişmeler yaşanıyor.
ABD Başkanı Trump, özel görüşmelerde Türkiye'yi yeniden projeye dahil etmek istediğine dair mesajlar gönderiyor. Ama Washington'daki müesses nizam, Başkan'ı da zorluyor. Öyle ki Türkiye'nin bedelini ödediği F35'lerin, ABD Hava Kuvvetleri'nin envanterine geçtiği bilgisi Ankara'ya ulaşmış durumda. Üstelik bu uçaklara, ortaklık kapsamındaki müttefiklerin kullanacağı yazılımın dışında yeni programlar yüklendiği bile konuşuluyor!
S400'lerle ilgili son durumda ise...
Ruslardan, hava ve füze savunma sistemi alındı, kuruldu, eğitimler tamamlandı. S400'ler "şimdilik" kaydı ile şu an aktif değil lakin iş, bir emre ve düğmeye basmaya bakar!
***
Cumhuriyetin 100. Yıl Marşı
Önceki gün AK Parti Aydın Milletvekili ve TBMM KİT Komisyonu Başkanı Mustafa Savaş'la sohbet ediyorduk. Konu, konuyu açtı. Burada, özellikle önemsediğim iki önerisini paylaşmak istiyorum:
1- Cumhuriyetimizin 100. Yılına yakışır marş için beste yarışması açılabilir. Malum, 10. Yıl Marşı var. Çok bilinmese de 50. yıl marşı da var. Gün, ideolojik ayrışma vesilesi haline getirilen marşları da aşan devlet-millet kaynaşmasını yansıtan, toplumu kucaklayan, Türk milletinin büyük tarih yolculuğunu yansıtan, gençleri heyecanlandıran, yaşlıların birikmiş kaygılarını silen "100. Yıl Marşı"nın bestelenmesi günüdür.
2- Türkiye'nin Otomobili Ortak Girişim Grubu (TOGG), hepimize moral verecek bir çalışma başlatabilir. "Biz yapamayız" duvarını yıkan Türkiye'nin Otomobili'ni, Anadolu turuna çıkarabilir. Hatta birer maketini de çocuklara dağıtabilir.
***
Eğitimde İTÜ farkı...
Bir banka reklamı vardı. "Anlayış farklı, felsefe farklı, kültür farklı!" teması üzerine kuruluydu. Geçenlerde Ankara'da bir araya geldiğimiz İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca ile vakıf olarak satın aldıkları kolej üzerinden eğitim sistemini değerlendirdik.
Prof. Karaca, temel eğitimden üniversiteye uzanan zincirde yapısal değişime de öncülük edecekleri bir modelin ip uçlarını verdi. Üniversite hocaları ile bilhassa orta öğretimin erken zamanda bir kesişim kümesinde buluşması hatta akademisyenlerin yönettiği liselerin tasarlanması bence heyecan verici idi.
Ayrıca...
Başlangıç dönemlerinde tüm çocukların, gençlerin mutlak alması gereken derslerden sonra tabldot eğitim yerine "alarkart eğitime" geçilmesi yani yeteneğe ve ilgi alanına göre farklılaşan okullar kurulması da kanımca bir gereklilik.
İTÜ'nün öncülüğü ve rekabetçiliği karşısında aralarında Boğaziçi, ODTÜ, Hacettepe Ankara Üniversitesi markasının da bulunduğu yüksek öğretim öncesi eğitim kurumlarından da yenilikçi hamleler bekleyebiliriz.